Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/19907 E. 2023/4474 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19907
KARAR NO : 2023/4474
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/74 E., 2016/23 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama, kısmî bozma

… vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; suçtan doğrudan zarar görmeyen ve kamu davasına katılma hakkı bulunmayan komisyonun, davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Diğer temyiz istemleri yönünden; sanıklar ve suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle,belirlenen tarihte sanıklar …, … ve … müdafiilerinin yerinde görülen talebine ilişkin duruşmalı yapılan incelemede gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 29.01.2016 tarihli ve 2015/74 Esas, 2016/23 Karar sayılı kararı ile
a) Sanıklar …, …, …, …, … ve … haklarında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 13 er yıl 4 er ay hapis cezaları, sanık … hakkında ise beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan aynı Kanunun 103 üncü maddesinin ikinci ve altıncı fıkraları uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına,
b) Tüm sanıklar için kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ve sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve suça sürüklenen çocuk … hakkında ise ayrıca çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatlerine kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A) Sanıklar … ve … Müdafiinin Temyiz İstemi
Özetle; Mağdurenin soyut ve çelişkili beyanları dışında her türlü şüpheden uzak kesin delil bulunmadığına, tanık beyanlarının mağdure anlatımlarını desteklemediğine, sanık …’ın ismini sonradan bildirdiğine, aldırılan anal muayene raporunda livata bulgusuna rastlanılmadığına ve re’sen tespit edilecek hususlara ilişkindir.

B) Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Özetle; Usül kurallarına uyulmadan, iddia ve savunma dengesi gözetilmeksizin soruşturma yürütüldüğüne ve hüküm kurulduğuna, tanık beyanlarının ezberletilmiş metinler olduğuna, dosyada her türlü şüpheden uzak nitelikte maddi delil bulunmadığına ve re’sen tespit edilecek hususlara ilişkindir.

C) Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Özetle; Mağdure beyanlarının aşamalarda çelişkili olduğuna, müvekkilinin kasığındaki yara izini sorgusunda bizzat kendisinin tariflediğinin anlaşılması karşısında mağdurenin bu husustaki beyanının bir anlam ifade etmediğine, tanık beyanlarının mağdure anlatımlarını desteklemediğine ve re’sen tespit edilecek hususlara ilişkindir.

D) Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Özetle; Eksik soruşturma ile hüküm kurulduğuna, mağdure beyanlarının çelişkili ve yönlendirilmiş olduğuna, dosyadaki hükme alınan mesajlaşma içeriklerinin kurgudan ibaret olduğuna, her türlü şüpheden uzak kesin nitelikte delil bulunmadığına ve re’sen tespit edilecek hususlara ilişkindir.

E) Sanık … Müdafiinin Temyiz İstemi
Özetle; İntikam duygusu ile hareket eden mağdurenin çelişkili ve soyut beyanları esas alınarak hüküm kurulduğuna, eksik inceleme ile karar verildiğine, dosyada her türlü şüpheden uzak kesin nitelikte delil bulunmadığına ve re’sen tespit edilecek hususlara ilişkindir.

F) Katılan … ve Semiha’nın Temyiz İstemleri
Özetle; Yaşı küçük olan kızlarının kandırılmak suretiyle tüm sanıklar tarafından istismar edildiğine, kızlarının bu nedenle travma yaşadığına ve tüm ilçe halkı ve toplum için tatmin edici olması açısından beraat eden sanıkların da cezalandırılması gerektiğine ve re’sen tespit edilecek hususlara ilişkindir.

G) Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Özetle; Mağdure anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre beraat eden sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun atılı suçlardan cezalandırılmaları gerektiğine, mahkumiyet hükmü alan sanıklar yönünden takdiri indirim hükümlerinin uygulanamayacağına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları oluştuğu halde uygulanmamasının yasalara aykırı olduğuna ve re’sen tespit edilecek hususlara ilişkindir.

H) Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi;
Özetle; Tüm dosya kapsamına göre göre beraat eden sanıkların cezalandırılması gerektiğine, sanıkların üst hadden cezalandırılmaları gerektiğine, sanıklar hakkında eylem sayılarına göre zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurların da oluştuğunave re’sen tespit edilecek hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkeme Kabulü;
“Sanık … ****** ile ilgili yapılan değerlendirmede; mağdurun sanık … ****** ile cebir ve tehdit ile birden fazla kez cinsel ilişkiye girdiğini iddia ettiği görülmekle, ilişki sonrası bu hususu mağdurun tanıklar ****, ****, ***** ile sanıklar … ***** ve *****’ a anlattığı, sanık … ******’ nın ise sanıklar ***** ve … *****’ a anlattığı görülmektedir. Bu hususlar mağdurun anlatımlarını ve yer gösterme tutanağını destekler mahiyettedir. Ancak mevcut delillere göre sanığın cinsel ilişki eylemini birden fazla kez ve zorla gerçekleştirdiği hususunda bir belirleme yapılamamıştır. Buna göre mağdur ile sanık arasında 2014 yılı ramazan ayında (28 Haziran – 27 Temmuz arası) rızaya dayalı olarak cinsel ilişki yaşadıkları kabul edilmiştir. Ayrıca sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, mağdurdaki rızanın varlığı gözetildiğinde ve eylemin gerçekleştirildiğine dair her hangi bir delilin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu sabit görülmemiştir.

Sanık … ****** ile ilgili yapılan değerlendirmede; Mağdurun sanık … ****** ile rızası ile birden fazla kez cinsel ilişkiye girdiğini iddia ettiği görülmekle, mağdurun cinsel ilişkiye girdiği yeri kolluk güçlerine bildirdiği, bunun üzerine Emniyet Amirliği’nce 25/05/2015 tarih, 23.00 saatli tutanağın tutulduğu, bu tutanağa göre sanığın Hüseyin ****** isimli şahıstan 2014 yılı Ramazan ayından sonra kız arkadaşı ile oturacağından bahisle evin anahtarını istediği, tanık Hüseyin ******’ ün ise evin müsait olmamasından dolayı anahtarı vermediği, daha sonraki bir tarihte sanığın bir kez daha kız arkadaşı ile oturacağını söyleyerek evin anahtarını istediği, tanığın ise kapının kilidinin bozuk olduğunu ve kolaylıkla açılabileceğini belirtildiği, tanık Hüseyin ******’ ün her ne kadar kovuşturma aşamasında farklı beyanda bulunmuş ise de, soruşturma aşamasında söz konusu tutanakla uyumlu beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak Emniyet Amirliği’nce tutulan 25/05/2015 tarih, 23.00 saatli tutanak ile tanık Hüseyin ******’ ün anlatımı mağdur beyanını ve yer gösterme tutanağını destekler mahiyettedir. Sanık ile mağdur arasında 2014 yılının Ramazan ayında (28 Haziran – 27 Temmuz arası) cinsel ilişki eyleminin yaşandığı kabul edilmekle birlikte, eylemin birden fazla kez gerçekleştiği yönünde bir delil bulunmamaktadır. Ayrıca sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, mağdurdaki rızanın varlığı gözetildiğinde ve eylemin gerçekleştirildiğine dair her hangi bir delilin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu sabit görülmemiştir.

Sanık … ***** ile ilgili yapılan değerlendirmede ; Mağdurun sanık … ***** ile zorla cinsel ilişkiye girdiğini iddia ettiği görülmekle, ilişki sonrası bu hususu sanık … ******’ ya anlattığı, ayrıca sanık … *****’ ün sanık … *****’ ın mağdur ile cinsel ilişki yaşadığını duyduğu ve sanıkların soruşturma aşamasında bu yönde ifade verdikleri görülmektedir. Bu hususlar mağdurun anlatımlarını ve yer gösterme tutanağını destekler mahiyettedir. Ancak mevcut delillere göre sanığın cinsel ilişki eylemini cebir veya tehdit ile gerçekleştirdiği hususunda bir belirleme yapılamamıştır. Buna göre mağdur ile sanık arasında 2015 yılının Mart veya Nisan ayında rızaya dayalı olarak cinsel ilişki yaşadıkları kabul edilmiştir. Ayrıca sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, mağdurdaki rızanın varlığı gözetildiğinde ve eylemin gerçekleştirildiğine dair her hangi bir delilin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu sabit görülmemiştir.

Sanık … ***** ile ilgili yapılan değerlendirmede ; Mağdurun sanık … ***** ile zorla cinsel ilişkiye girdiğini iddia ettiği görülmekle, ilişki sonrası bu hususu mağdurun sanık … ******’ ya ve tanık ****’ a anlattığı, ayrıca sanık … ***** ve sanık … *******’ nın sanık … *****’ ın mağdur ile cinsel ilişki yaşadığını duyduğu ve sanıkların soruşturma aşamasında, tanık **** ın ise soruşturma ve kovuşturma aşamasında bu yönde ifade verdikleri görülmektedir. Buna göre mağdur ile sanık arasında 2014 yılı Eylül ayından sonraki bir tarihte rızaya dayalı olarak cinsel ilişki yaşadıkları kabul edilmiştir. Ayrıca sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, mağdurdaki rızanın varlığı gözetildiğinde ve eylemin gerçekleştirildiğine dair her hangi bir delilin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu sabit görülmemiştir.

Sanık … **** ile ilgili yapılan değerlendirmede ; Mağdurun sanık … **** ile rızaya dayalı olarak birden fazla kez cinsel ilişkiye girdiğini iddia ettiği görülmekle, ilişki sonrası sanık ile mağdur arasındaki facebook yazışmalarının dosya arasına alındığı, bu yazışma içeriğinden mağdur … sanığın yaşadıkları ilişki cinsel hususunda değerlendirme yaptıkları, sanığın söz konusu yazışma içeriğini kabul ettiği, ancak bu yazışmaların kurgulanmış nitelikteki yazışmalar olduğunu belirttiği, mağdurun aşamalardaki samimi ve istikrarlı anlatımları ile facebook yazışmalarının örtüştüğü ve bu yazışmaların kurgudan ibaret olmadığı değerlendirilmiştir. Mağdur ile sanık arasında yaşanan cinsel ilişkinin rızaya dayalı olarak yapıldığı kabul edilmekle birlikte cinsel ilişkinin aynı zaman içerisinde kesintisiz bir şekilde yaşandığı anlaşılmakla birden fazla kez cinsle ilişkinin yaşandığını söylemek mümkün değildir. Buna göre mağdur ile sanık arasında 2015 yılı Nisan ayı içesinde rızaya dayalı olarak cinsel ilişki yaşadıkları kabul edilmiştir. Ayrıca sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, mağdurdaki rızanın varlığı gözetildiğinde ve eylemin gerçekleştirildiğine dair her hangi bir delilin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu sabit görülmemiştir.

Sanık … ***** ile ilgili yapılan değerlendirmede ; Mağdurun sanık … ***** ile rızaya dayalı olarak cinsel ilişkiye girdiğini iddia ettiği görülmekle, ilişki sonrası bu hususu mağdurun sanık … ****** ve sanık … Tahsin *****’ a anlattığı, sanıkların soruşturma aşamasında bu yönde ifade verdikleri görülmektedir. Bu hususlar mağdurun anlatımlarını ve yer gösterme tutanağını destekler mahiyettedir. Buna göre mağdur ile sanık arasında 2014 yılı Mart-Nisan-Mayıs ayları içerisinde rızaya dayalı olarak cinsel ilişki yaşadıkları kabul edilmiştir. Mağdurun cinsel istismar eylemi nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu görülmektedir. Sanığın söz konusu eylemi 6545 Sayılı Kanun ile değişiklik yapılmazdan önceki dönemde gerçekleştirdiği görülmekle, sanığın hukuki durumunun tespiti için değişiklik öncesi ve sonrası TCK’ nun 103 maddesinin bir bütün olarak uygulanmak suretiyle lehe – aleyhe değerlendirilmesi yapılmalıdır. 6545 Sayılı Kanun ile değişik TCK’ nun 103/2 maddesi uygulandığında sanığın 16 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’ nun 62 maddesinin uygulanması halinde 13 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilecektir. Görüldüğü gibi 6545 Sayılı Kanun ile değişiklikten önceki TCK’ nun 103 maddesinin sanık lehine olduğu açıktır. Ayrıca sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, mağdurdaki rızanın varlığı gözetildiğinde ve eylemin gerçekleştirildiğine dair her hangi bir delilin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu sabit görülmemiştir.

Sanık … ******* ile ilgili yapılan değerlendirmede ; Mağdurun sanık … ******* ile rızaya dayalı olarak cinsel ilişkiye girdiğini iddia ettiği görülmekle, ilişki sonrası bu hususu mağdurun tanık Şermin ****’ a anlattığı, tanığın soruşturma ve kovuşturma aşamasında bu yönde ifade verdiği görülmektedir. Buna ek olarak mağdurun cinsel ilişki esnasında sanığın sol kasığında jilet izinin bulunduğunu belirtmesi de önemsenecek niteliktedir. Bu hususlar mağdurun anlatımlarını ve yer gösterme tutanağını destekler mahiyettedir. Buna göre mağdur ile sanık arasında 2014 yılı Temmuz ayı içerisinde rızaya dayalı olarak cinsel ilişki yaşadıkları kabul edilmiştir. Ayrıca sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış ise de, mağdurdaki rızanın varlığı gözetildiğinde ve eylemin gerçekleştirildiğine dair her hangi bir delilin bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu sabit görülmemiştir.

Sanık … ****** hakkında Cinsel İstismar ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçlarından kamu davası açılmış ise de, sanığın 29/12/2015 tarihinde vefat etmiş olduğu gözetilerek TCK’ nun 64 maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekmektedir.

Son olarak suça sürüklenen çocuk … *****, sanıklar *******, *****,*******, … *******, … ******, … *****, Süleyman ******, *****, *****, *********, *****, ******, ******, *******, ***** ve ***** hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçlarından kamu davası açıldığı görülmekle ; mağdurun söz konusu sanıklar ile ilgili olarak anlatımlarda bulunduğu ve söz konusu suçların gerçekleştiği yerlere ilişkin yer gösterme yaptığı, ancak yukarıda belirtildiği gibi iddiasını destekler mahiyette başkaca bir delilin bulunmadığı, mağdurun anlatımı ve yer gösterme tutanağı ile yetinilmesinin mümkün olmadığı, bu bakımdan adı geçen sanıkların iddia edilen suçları işlemedikleri hususunda mahkememizde kesin bir kanaat oluşmadığı gibi bu suçları işlediklerine dair somut deliller de elde edilemediğinden bu sanıklar ile ilgili beraat kararı verme zorunluluğu hasıl olmuştur.

Yukarıda ana hatları belirtilen prensipler doğrultusunda yapılan değerlendirme sonucunda sanıklar … ******, ******, *****, … *****, *****, **** ve … *******’ ın Çocuğun Cinsel İstismarı suçlarından mahkumiyetlerine; aynı sanıklar hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçundan açılan kamu davasından dolayı beraatlerine; suça sürüklenen çocuk … *****, sanıklar *******, *****, *******, … *******, … ******, … *****, ******, *****, *****, *********, *****, ******, ******,*******, ***** ve ***** hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçlarından açılan kamu davasından dolayı beraatlerine; sanık … ****** hakkında Cinsel İstismar ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma suçlarından kamu davası açılmış ise de, sanığın 29/12/2015 tarihinde vefat etmiş olduğu gözetilerek TCK’ nun 64 maddesi gereğince kamu davasının düşürülmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçelerle hükümler kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
A. … Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve kamu davasına katılma hakkı bulunmayan derneğin, davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükümleri İle Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri, Sanıklar … ve … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri, Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında İse Atılı Suçlardan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği gibi beraat hükümlerinin de dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, sanıklar müdafiileri ile katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmekle hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C. Sanıklar … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı, … Hakkında Beden veya Ruh Sağlığını Bozacak Şekilde Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1. Sanık … yönünden; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen 25.11.2015 tarih ve 4471 sayılı raporda, mağdurenin Haziran-Temmuz 2014 ve Kasım-Aralık 2014 arası, Haziran -Temmuz 2014 arası, Haziran-Ağustos 2014 arası, 2014-2015 yılları, Mart-Mayıs 2014 tarihleri arası, 2014-2015 yılları tarihlerinde mağduru bulunduğu olaylara bağlı ruh sağlığını nitelikli eylemde bulunan tüm sanıkların birlikte bozduğu, sanık ayrımının yapılamadığının bildirilmesi karşısında, hangi eylemin ya da eylemlerin mağdurenin ruh sağlığını bozduğu tespit edilemediği, bu nedenlerle sanığın eylemi sonucu mağdurenin ruh sağlığının bozulduğunun şüphede kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin altıncı fıkrasının uygulanması hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Sanık … yönünden; Kayden 20.01.1997 doğumlu sanığın mahkemece kabul edilen eylem tarihinin 2014 yılı Haziran-Temmuz ayları olması ve bu tarihte sanığın on sekiz yaşından küçük olduğunun anlaşılması karşısında, temel cezadan 5237 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle sonuç cezanın fazla tayin edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. … Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 29.01.2016 Tarihli ve 2015/74 Esas, 2016/23 Karar Sayılı kararına yönelik … vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Sanıklar …, …, …, … ve … hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Mahkumiyet Hükümleri İle Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri, Sanıklar … ve … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Beraat Hükümleri, Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında İse Atılı Suçlardan Kurulan Beraat Hükümleri Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 29.01.2016 Tarihli ve 2015/74 Esas, 2016/23 Karar Sayılı kararında katılanlar vekilleri ve sanıklar müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılanlar vekilleri ve sanıklar müdafilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

C. Sanıklar … Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı, … Hakkında Beden veya Ruh Sağlığını Bozacak Şekilde Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenlerle Tavşanlı Ağır Ceza Mahkemesinin 29.01.2016 Tarihli ve 2015/74 Esas, 2016/23 Karar Sayılı kararına yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.06.2023 tarihinde karar verildi.