Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/19846 E. 2023/3046 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19846
KARAR NO : 2023/3046
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığı

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığının, 14.12.2015 tarihli ve 2015/4114 Esas sayılı iddianamesi ile sanığın kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. Bodrum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2016 tarihli ve 2015/554 Esas, 2016/167 Karar sayılı Kararı ile sanık hakkında
a) Cinsel taciz suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 32 nci maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına,
b) 5237 sayılı Kanun’un 57 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirinin uygulanmasına ve yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına,
c) Sağlık kurulunca sanık hakkında düzenlenen raporda toplum açısından tehlikenin kalktığını ya da önemli derecede azaldığının belirtilmesi halinde Mahkemece 5237 sayılı Kanun’un 57 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca serbest bırakılmasına,
Karar verilmiştir.

3. Dava dosyasının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 05.04.2021 tarihli ve 2016/258249 numaralı, “…Sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda iddianame düzenlendiği, sanığa ek savunma verildiği ancak gerekçeli kararda; cinsel taciz eyleminin ne olduğu ve sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,…” gerekçesiyle bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edildiği anlaşılmıştır.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği Özetle
Mahkemece verilen kararın dosya muhteviyatı ve yürürlükteki mevzuata aykırı olması sebebiyle bozulmasına, dosya kapsamına göre müvekkilinin suç teşkil eden herhangi bir eylem ve işleminin olmadığına, 5237 sayılı Kanun’un 57 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen tedbirlerin uygulanabilmesi için öncelikle suçun varlığının tartışmasız bir şekilde ispat edilmesi gerektiğine, mahkemenin sanığın eylemini cinsel taciz olarak kabul etmesinin doğru olmadığına, sanığın eyleminde cinsel taciz suçunun yasal unsurları oluşmadığı gibi iddianamede belirtilen kişilerin huzur ve sükununu bozma eyleminin unsurlarının da oluşmadığına ve sanık hakkında verilen tedbire ilişkin kararın bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesince, tüm dosya kapsamı değerlendirilerek sanığın “…üzerine atılı değişen suç vasfına göre cinsel taciz suçundan eyleminin sabit görülmesine rağmen, eylem tarihinde sanığın sübuta eren suçunu kusur yeteneğini kaldıran akıl hastalığının tesiri altında işlediği, sübut bulan eyleminin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığı, fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olduğu, suça yönelik ceza sorumluluğunun olmadığı anlaşılmakla sanık hakkında şahsi cezasızlık nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkında sağlık, güvenlik tedbiri uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Tüm dosya içeriğine göre olay günü sanığın, mağdurenin ikametinin kapısına saat 02:00 de giderek beklediği, mağdurenin kendisini uyarmasına rağmen gitmediği, olaya müdahale eden polisin sanık hakkında işlem yapmasından sonra sanığın sabah saat 07:30 civarında tekrar mağdurenin ikametinin kapısına gittiği ve beklediği şeklinde iddia olunan eyleminde sanığın eyleminin cinsel nitelikte kabul edilemeyeceği, mevcut haliyle fiilin 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesi de dikkate alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek cinsel taciz suçundan mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuş, bozma sebebine göre Tebliğname’ye farklı gerekçeyle iştirak edilmemiştir.

2. Sanık hakkında düzenlenen Bodrum Devlet Hastanesinin 14.09.2015 tarihli kati adli rapor içeriğine göre hüküm kurulduğu, düzenlenen tek hekimli raporun içeriği itibarıyla yetersiz olduğu anlaşıldığından sanığın dava dosyasıyla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesine sevk edilip, buradan ön raporu aldırıldıktan sonra 4. İhtisas Kurulundan olay tarihinde üzerine atılı suçla ilgili fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadığı fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalıp azalmadığı ve mevcut haliyle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin birinci veya ikinci fıkralarının tatbiki gerekip gerekmediği hususlarında rapor aldırıldıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Cinsel taciz suçundan hüküm kurulmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında suç adının cinsel taciz yerine kişilerin huzur ve sükununu bozma olarak yazılması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bodrum 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.03.2016 tarihli ve 2015/554 Esas, 2016/167 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, farklı gerekçeyle Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.05.2023 tarihinde karar verildi.