Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/19000 E. 2023/2479 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19000
KARAR NO : 2023/2479
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı (Her iki mağdureye karşı)
HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına

Sanık hakkında kurulan hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.04.2016 tarihli ve 2015/1198 Esas, 2016/390 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçlarından ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 23.12.2020 tarihli ve 14-2016/383155 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sanık … hakkında iddianame düzenlenip yargılama yapılmasına rağmen … hakkında hüküm kurulmuş olması, sanığa soruşturma aşamasında akıl hastası olmasına rağmen zorunlu müdafii atanmaması nedenleriyle kararın bozulması gerektiğine ve diğer sebeplere ilişkindir.

B. Katılan Mağdureler Vekilinin Temyiz İstemi
Yerel mahkemenin sehven sanığın vasisi hakkında hüküm kurmuş olması, sanık hakkında cezai sorumluluğuna ilişkin alınan raporun uygun olmaması ve eksik inceleme sonucu karar verilmiş olması nedenleriyle kararın bozulması gerektiğine ve diğer sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Katılan mağdurelerin okula gitmek üzere apartmandan çıktıkları zamanlarda dış kapıda oturan sanığın vücutlarının bel ve göğüs kısımlarına dokunmak suretiyle kendilerini taciz ettiği, bu durumun taşındıklarından itibaren süreklilik arz eder şekilde devam ettiği sanığın atılı suçlamayı işlediğinin sabit görüldüğü, buna rağmen sanık hakkında İzmir Katip … Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 18.03.2016 tarih ve 1602 sayılı Sağlık Kurulu Raporuna göre; orta derecede zeka geriliği bulunduğu, ceza sorumluluğunu tam olarak kaldıran nitelikte bir akıl hastalığı mevcut olduğu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 32 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesinin uygun olduğu belirtildiğinden işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığı ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azaldığı anlaşılmakla; sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanık hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, sanık adı yerine vasisinin adının yazılması dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafisinin ve katılan mağdureler vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Aliağa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.04.2016 tarihli ve 2015/1198 Esas, 2016/390 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii ile katılan mağdureler vekilinin

temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan ”sanık …” ibaresinin çıkarılarak yerine ”sanık …” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

26.04.2023 tarihinde karar verildi.