Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/18984 E. 2023/3382 K. 22.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18984
KARAR NO : 2023/3382
KARAR TARİHİ : 22.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü;

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Şavşat Asliye Ceza Mahkemesinin 16.06.2016 tarihli ve 2015/128 Esas, 2016/148 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğa karşı cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrasıyla ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 21.12.2020 tarihli ve 14-2016/374705 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, verilen hükümün yeterli gerekçeyi barındırmadığı, katılan mağdurenin soyut ve gerçeğe aykırı iddiaları haricinde cezalandırmaya yeter delil bulunmadığı, Mahkemece özel sebepler belirtilmeksizin kanundaki ifadelerin tekrarı ile alt sınırdan uzaklaşılarak takdiri indirim hükümlerinin uygulanmadığı, sanık lehine olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün uygulanmayarak buna dair yeterli gerekçe gösterilmediği, sanığın beyanının talimatla alınması karşısında Mahkemece olumsuz kişilik özelliği kanaatine ne şekilde varıldığının anlaşılmadığı, tanıkların mağdureyle olan yakın ilişkisinden ötürü beyanlarının tarafsızlığı hususunda şüphenin oluştuğu ve bu şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği hususlarına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanığın, katılan mağdure …’nın eğitim gördüğü kurumda öğretmenlik yapması sebebiyle taraflar arasında tanışıklık bulunduğu ve sanığın kullanımında bulunan hat ile sosyal medya hesapları üzerinden katılan mağdure …’ya hitaben “…üzerinde hangi kıyafetler var… eğer evli olsaydım bir eşim olsaydı yatağıma alır yanaklarını dudaklarını öper, göğüslerini yalardım ve sonra… acelen nedir, yoksa banyomu yapacaksın, ne zaman banyo yapacaksın …bana gelecek misin.. yazdıklarımı kimse bilmeyecek tamam mı…çok açım, sen anlamazsın benim açlığımı…şu an canım başka şey çekti, canım ET İSTİYOR, CANIM ÇOK İSTİYOR, …bu arada seninle kimsenin haberi olmadan konuşalım olur mu?” şeklinde cinsel içerikli mesajlar gönderdiğinin Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde iletişim ve mesaj kayıtları, husumet yokluğu, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı itibariyle sübuta erdiği kabul olunarak sanığın mahkumiyetine dair hüküm kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak; 5237 sayılı Kanun’un 51 ve 62 nci maddeleri ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinde düzenlenen takdiri indirim, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağına karar verilirken, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip denetime olanak verecek somut gerekçeler gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği gözetilmeden geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen ve lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep eden sanığın savunma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken inkar içerikli beyanları ile tespit edilen kişilik özellikleri şeklindeki somut olgulara dayandırılmadan ve dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile mezkur hükümlerin uygulanmamasına karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

2. Bozma sebebine uygun olarak Tebliğname’de onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Şavşat Asliye Ceza Mahkemesinin 16.06.2016 tarihli ve 2015/128 Esas, 2016/148 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.05.2023 tarihinde karar verildi.

Hükme iştirak eden üye …’un karar yazımından önce 28.07.2023 tarihinde vefat etmesi nedeniyle imza eksikliğinin giderilemediğine dair 5271 sayılı CMK’nın 232/5. maddesine istinaden düşülen iş bu şerhin altı imzalanmıştır.