Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/18585 E. 2023/6342 K. 16.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18585
KARAR NO : 2023/6342
KARAR TARİHİ : 16.10.2023

MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/285 E., 2016/112 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı (… … yönünden), reşit olmayanla cinsel ilişki (… … yönünden)
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî iade, kısmî onama

Suça sürüklenen çocuk (SSÇ) … … hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesine göre verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar, aynı Kanun’un 231 inci maddesinin on ikinci fıkrası uyarınca itirazı kâbil kararlardan olup inceleme diğer SSÇ … … hakkında kurulan hükümle sınırlı yapılmıştır.

SSÇ … … hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.06.2016 tarihli ve 2014/285 Esas, 2016/112 Karar sayılı kararı ile SSÇ’nin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yollamasıyla ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 02.12.2020 tarihli ve 14-2016/372567 sayılı, SSÇ … hakkında kurulan hüküm yönünden onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Suça Sürüklenen Çocuk … Müdafiinin Temyiz İsteği
Katılan mağdurenin soyut beyanı dışında delil bulunmadığını, intikalin uzun süre sonra gerçekleştiğini, taraflar arasında husumet bulunduğunu beyanla kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
SSÇ’nin eylemlerinin katılan mağdure üzerindeki olumsuz etkileri ve katılan mağdurenin ruh sağlığının bozulması nedeniyle SSÇ’nin 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin altıncı fıkrası uygulanmak suretiyle alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılması ve değişiklik sonrası kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
SSÇ’nin aralarında duygusal ilişki bulunan ve olay tarihlerinde on beş yaşından küçük olan katılan mağdure ile organ sokma suretiyle birden fazla kez cinsel ilişkiye girdiği iddiasıyla cezalandırılması için kamu davası açıldığı, SSÇ’nin atılı suçlamayı reddettiği, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde katılan mağdurenin tüm aşamalardaki samimi anlatımları, kızlık zarında eski yırtık bulunduğuna dair doktor raporu ve suça sürüklenen çocuğa iftira atmasını gerektirecek haklı bir nedeninin tespit edilemediği, suça sürüklenen çocuğun 2012 yılı sevgililer gününde katılan mağdurenin evine gittiğine ve evde başka kimse bulunmadığına yönelik tevil yollu ikrarı dikkate alınarak çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.

Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 09.06.2015 tarihli raporda katılan mağdurenin ruh sağlığının bozulduğunun ancak ruh sağlığındaki bozulmanın kimden ya da hangi olaydan kaynaklandığının tespit edilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği görülmüş, bu nedenle şüpheden sanık yararlanır kanuni ilkesi gereğince SSÇ hakkında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin altıncı fıkrası uygulanmamıştır.

SSÇ lehine sonuç doğurduğundan suç tarihindeki Kanun maddeleri uyarınca uygulama yapıldığı, suçun işleniş biçimine ve özelliklerine, fiilin niteliğine göre alt sınırdan uzaklaşılmasını gerektirir bir sebep olmadığından temel cezanın takdiren asgari hadden belirlenerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Olayın intikal şekli ve zamanı, katılan mağdurenin aşamalardaki beyanları ile intikal zamanına kadarki iki yıllık süreçte SSÇ’nin eylemlerine ilişkin anlatımının ya da yetkili makamlara müracaatının olmaması, SSÇ’nin istikrarlı savunması, aynı zamanda husumet iddiasının dosya içerisindeki belgeler ile doğrulanması ve tüm dosya kapsamına göre; SSÇ’nin üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Mahkemenin kabulüne göre; 14.02.2012 tarihi ve sonrası olması gereken suç tarihinin karar başlığında 14.02.2012 olarak gösterilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Bozma sebeplerine uygun olarak Tebliğnamede onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.06.2016 tarihli ve 2014/285 Esas, 2016/112 Karar sayılı kararına yönelik SSÇ müdafii ile katılan mağdure vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.10.2023 tarihinde karar verildi.