Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/17752 E. 2023/6438 K. 17.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17752
KARAR NO : 2023/6438
KARAR TARİHİ : 17.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/155 E., 2016/36 K.
SUÇLAR : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, müstehcenlik, şantaj
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî onama, kısmî bozma

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu aşamasında davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, şikâyetçi Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.

Suça sürüklenen çocuklar haklarında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığının 06.10.2015 tarihli, 2015/2747 Esas sayılı iddianamesiyle, suça sürüklenen çocuk … hakkında şantaj, suça sürüklenen çocuk … hakkında ise çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davası açılmıştır.

2. Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.02.2016 tarihli, 2015/155 Esas, 2016/36 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk … hakkında şantaj suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 107 nci maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle 107 nci maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası 62 nci ile 52 nci maddeleri uyarınca 8 ay 10 gün hapis cezası ve 60,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; suça sürüklenen çocuk … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesi, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile son fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 10 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına; suça sürüklenen çocuk … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendi, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci ve 51 inci maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine; suça sürüklenen çocuk … hakkında müstehcenlik suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası 62 nci, 51 inci ve 52 nci maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası ve 40,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 20.11.2020 tarihli, 14-2016/335920 sayılı, kısmî onama, kısmî bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteği
Hükümleri temyiz etme iradesinden ibarettir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk …’in Temyiz İsteği
Mağdurenin beyanlarının yan delillerle desteklenmesi gerektiğine, öpüşme dışında başka bir eylemde bulunulmadığına, cinsel ilişkiye girmediğine, fotoğraflardan haberinin olduğuna dair somut bir delil bulunmadığına ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

C. Suça Sürüklenen Çocuk … Müdafiinin Temyiz İsteği
Üzerine atılı suçların kanuni unsurlarının oluşmadığına, mahkûmiyete ilişkin somut delil bulunmadığına ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

D. Suça Sürüklenen Çocuk … Müdafiinin Temyiz İsteği
Mağdurenin duruşmada ifade değiştirmesi nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının iş bu dosya ile birleştirilmesi gerektiğine, zararın karşılanmasına yönelik talep sorulmadan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmediğine ve dilekçesinde belirttiği diğer hususlara yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
Suça sürüklenen çocuk … ile mağdurenin arkadaş çevreleri nedeni ile tanıştıkları, aralarında duygusal bir yakınlaşma olduğu, bu nedenle 2015 yılında okullar kapandıktan iki gün sonra … mevkiinde mağdurenin kendi rızası ile cinsel birliktelik yaşadıkları, bundan yaklaşık 2 hafta sonra yeniden suça sürüklenen çocuk … ile buluşan mağdurenin suça sürüklenen çocuğun at bakıcılığı yaptığı dama gittikleri, burada da yeniden mağdurenin kendi rızası ile cinsel ilişkiye girdikleri, suça sürüklenen çocuk …’in bu esnada mağdurenin rızası ve haberi olmaksızın çıplak vaziyette iken fotoğrafını çektiği, mağdurenin on beş yaşından küçük olması nedeniyle rızasının hukuken geçerli olmadığı, suça sürüklenen çocuk …’in bu fotoğrafı içeren cep telefonunu kurcalayan arkadaşlarından tanık D.A.Ö’in mağdurenin çıplak fotoğrafını aldığı, tanıktan ise suça sürüklenen çocuk …’in bu fotoğrafı elde ettiği ve mağdureye göstererek kendisinden fotoğrafın silinmesi ve yayılmaması karşığından para talebinde bulunduğu iddia ve kabul edilerek haklarında mahkûmiyet kararları verildiği anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE
A. Şikâyetçi Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
1. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.

2. Yukarıdaki gerekçe doğrultusunda Tebliğnamedeki görüşe iştirak olunmamıştır.

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Şantaj Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Olay tarihinde on beş – on sekiz yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk … hakkında yargılama konusu eylem için, 5237 sayılı Kanun’un 107 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ile aynı maddenin ikinci ve dördüncü fıkraları gereği 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

2. Aynı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 16.02.2016 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu belirlenmiştir.

3. Yukarıdaki bentlerde açıklanan nedenle Tebliğnamedeki onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

C. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Müstehcenlik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
5271 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan ”Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir” şeklindeki düzenleme nazara alınarak yapılan değerlendirmede hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu gözetildiğinde, Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen 06.10.2015 günlü iddianame ile suça sürüklenen çocuk hakkında müstehcenlik suçundan usulüne uygun açılmış kamu davası bulunmadığı halde ayrıca bu suçtan da mahkûmiyet kararı verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

D. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı ve Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kalma Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
1. Kayden 13.07.2000 doğumlu olup suç tarihinde on dört yıl on bir aylık olan mağdurenin İlk Derece Mahkemesince suçların niteliğine etkisi bakımından mağdureye ait mernis doğum tutanağı ile varsa tescile esas doğum raporu getirilerek resmi kurumda doğup doğmadığı araştırılıp, doğmadığının belirlenmesi halinde yaş tespitine esas olacak kemik grafileri çektirilerek içinde radyoloji uzmanının da bulunduğu sağlık kurulundan rapor alınması ve gerektiğinde Adlî Tıp Kurumundan da görüş alınarak mağdurenin suç tarihindeki gerçek yaşının bilimsel olarak saptanıp tartışıldıktan sonra suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkûmiyet kararları verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Bozma gerekçesi doğrultusunda Tebliğnamede onama isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
A. Şikâyetçi Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle, Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.02.2016 tarihli, 2015/155 Esas, 2016/36 Karar sayılı kararına yönelik şikâyetçi Bakanlık vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Şantaj Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenle Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.02.2016 tarihli, 2015/155 Esas, 2016/36 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafii ile katılan mağdure vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

C. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Müstehcenlik, Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı ile Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (C) ve (D) bölümlerinde açıklanan nedenle Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 16.02.2016 tarihli, 2015/155 Esas, 2016/36 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuk ve müdafii ile katılan mağdure vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

17.10.2023 tarihinde karar verildi.