Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/17582 E. 2023/1523 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17582
KARAR NO : 2023/1523
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Reşit olmayanla cinsel ilişki, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat

Karar tarihinde mağdurenin reşit olması nedeniyle katılan … vekilinin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı görüldü.

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.07.2016 tarihli ve 2015/241 Esas, 2016/272 Karar sayılı kararı ile sanığın zincirleme şekilde reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar verilmiştir.

3. Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tanzim olunan 14.11.2020 tarihli ve 14-2016/332854 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan … Vekili ile Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemleri
Sanığın eyleminin çocuğun nitelikli cinsel istismar suçunu oluşturduğuna, eksik araştırmaya, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Sübuta ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Her ne kadar sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun 103 üncü maddesinin ikinci ve altıncı fıkraları gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; olayın mağdurenin hamile olduğunun anlaşılmasıyla ortaya çıkması, mağdurenin yengesi olan tanık …’nın mağdurenin telefonunun olmadığını, sürekli kendisinin telefonunu kullandığını, sık sık telefon görüşmeleri yaptığını, bu sebepten telefonunu sakladığını ve mağdureye ilişkinin zorla mı yoksa rızai mi olduğunu sorduğunda ise mağdurenin cevap vermediğini ifade etmesi, mağdurenin olayın meydana geldiği yere ilişkin anlatımının farklı olması, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mağdurenin rızası ile cinsel ilişkiye girdiği vicdani kanaatine varıldığından 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan takdiren ve teşdiden cezaladırılmasına karar verilmiş, sanığın mahkeme huzurundaki beyanında birden fazla ilişkiye girdiğini ikrar etmesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi gereğince cezasında artırım yapılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan … Vekilinin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Karar tarihinde mağdurenin reşit olması nedeniyle velayete bağlı katılan sıfatı sona eren şikayetçi baba …’ın ve vekilinin hükmü temyize hakkı bulunmadığı gibi mahkemece verilen katılma kararının da bu hakkı vermeyeceği anlaşılmıştır.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Mahkemenin gerekçesi ile tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdani kanıya ulaşıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.

C. Katılan Mağdure Vekili ile Sanık Müdafiinin Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İstemlerinin İncelenmesinde
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın işlediği kabul edilen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun suç tarihi itibarıyla lehe olup 6545 sayılı Kanun değişikliğinden önceki 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenip öngörülen cezanın üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece ilk mahkumiyet hükmünün kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekmesi,
Kabule göre de;
1. Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 6545 sayılı Kanun’la değişiklik öncesi 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasının kanuni üst sınırının 2 yıl olmasına rağmen üst sınırı aşacak şekilde temel cezanın 3 yıl olarak belirlenmesi,
2. 5271 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan ”Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir” şeklindeki düzenleme nazara alınarak yapılan değerlendirmede hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu gözetildiğinde, Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim edilen iddianame ile tek eylemden bahsedilmesine rağmen, müsnet suçun zincirleme şekilde işlendiğine dair iddianamede herhangi bir anlatım bulunmadığı halde sanığın birden fazla kez cinsel ilişkinin gerçekleştiğine yönelik ikrarına dayanarak sanık hakkında belirlenen cezanın 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesi ile artırılması hukuka aykırı bulunmuştur.

D. Tebliğname Yönünden Yapılan İncelemede
Gerekçenin (A) ve (C) bölümlerinde açıklanan nedenlerle Tebliğname’deki görüşe kısmen iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
1. Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle katılan … vekilinin vaki temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

2. Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.07.2016 tarihli ve 2015/241 Esas, 2016/272 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

3. Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenlerle reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan kurulan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.07.2016 tarihli ve 2015/241 Esas, 2016/272 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekili ile sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.03.2023 tarihinde karar verildi.