YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16178
KARAR NO : 2023/3975
KARAR TARİHİ : 07.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/838 E., 2016/259 K.
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Çorum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.04.2016 tarihli ve 2015/838 Esas, 2016/259 Karar sayılı kararı ile sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatlerine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Mağdurenin annesinin olaya şahit olduğuna, mağdurenin sanıklarla arasında bir husumet bulunmadığına, sanıkların olay günü alkollü olduklarına, verilen beraat kararının yerinde olmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Yapılan açık yargılama sonunda sanıkların savunmaları, katılan mağdurenin iddiaları, 03.12.2015 tarihli tutanak, genel adli muayene raporu, adli sicil kaydı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde her ne kadar sanıklar…..*** ve …..*** hakkında iddianame ile cinsel taciz suçunu işlediklerinden bahisle ayrı ayrı cezalandırılmaları istemi ile kamu davaları açılmış ise de; sanıkların atılı suçu işlediklerine dair soyut iddia dışında, sanıkların savunmalarının aksini gösterir mahkûmiyetleri için yeterli her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, her hukuk devletinde kabul edilen ve masumluk karinesi ile sıkı bir ilgisi bulunan şüpheden sanık yararlanır ilkesine göre yapılan ceza muhakemesinin sonunda fiilin sanıklar tarafından işlendiğinin yüzde yüz açıklığa ulaşmadığı, bu durumda mahkûmiyet kararının verilemeyeceği, Anayasa’nın 38 inci maddesinin dördüncü fıkrası, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 11, İnsan Hakları ve Avrupa Sözleşmesinin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası Medeni ve Siyasi haklar sözleşmesinin 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında açıkca belirtilmiş olup, bu ilkenin kabul edilmesinin sebebinin de bir suçlunun cezasız kalmasının bir masumun mahkum olmasına tercih edilmesinden kaynaklandığı, atılı suçun işlendiği yönünde iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır evrensel hukuk kuralı gereğince sanıkların atılı suçtan suçun sabit olmaması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerektiği yolunda duruşma sonucunda tam bir vicdani kanaat hasıl olmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
IV. GEREKÇE
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çorum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.04.2016 tarihli ve 2015/838 Esas, 2016/259 Karar sayılı kararı katılan mağdure vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
07.06.2023 tarihinde karar verildi.