Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/16139 E. 2023/765 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16139
KARAR NO : 2023/765
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI :

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tokat 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2016/75 Esas, 2016/287 Karar sayılı kararı ile sanığın cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ( 5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrasının (d) bendi ile 43 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 11 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 08.10.2020 tarihli ve 14 – 2016/247576 sayılı, basit yargılama usulü uygulanması gerektiğinden bahisle bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyizi; şifresinin çalınmasına, 3 ay süreyle karşılıklı mesajlaşmalarına, avukat istemine ve beraat talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, gözlükçüde çalışan katılanın çalıştığı iş yerine gitmesi üzerine tanıştıkları, tasavvufla uğraştığını söylemesi nedeniyle facebook sosyal medya hesabı üzerinden birbirlerini ekleyip yazışmaya başladıkları, ilerleyen tarihlerde sanığın katılana taciz içerikli mesajlar göndermeye başladığı, alınan mesaj çıktılarına göre de katılanın sanıktan bu eylemlerini sonlandırmasını istediği, sanığın buna rağmen eylemlerine devam ettiği, sanığın katılan ile yüz yüze geldiklerinde de tacizde bulunduğu, sanık mesajları kendisinin atmadığını, şifresinin kaybolduğunu savunmuş ise de şifresinin çalındığına dair herhangi bir başvurusunun bulunmaması, dosyaya sunulan mesaj içerikleri karşısında savunmaya itibar edilmeyerek sanığın hukuki süreç başlığı altında yer alan şekilde mahkumiyetine karar verilmiştir.

2. Sanık hakkında Sivas Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/144 Esas, 2010/101 Karar sayılı ilamı 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi uyarınca tekerrüre esas alınmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olduğu, sanığın duruşmada müdafii istemediğini beyan ettiği, sanık hakkında zorunlu müdafii atanmasını gerektiren bir hal bulunmadığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2. Sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 414 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 418 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 80, 59, 31 ve 33 üncü maddeleri gereğince kurulup 30.01.1990 tarihinde kesinleşen hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun’un değerlendirilmesi amacıyla aşamalardan geçilerek anılan Kanun’un 7 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9 uncu maddesi uyarınca yeniden duruşma açılarak yapılan uyarlama sonucu lehe olduğu kabul edilen 5237 sayılı Kanun uyarınca 103 üncü maddenin ikinci ve dördüncü fıkraları ile 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca hükmonulan 12 yıl 6 ay hapis cezasının tekerrüre esas alındığı görülmüştür. Tekerrür, 765 sayılı Kanun’da cezanın artırım nedeni olarak öngörülmüş iken 5237 sayılı Kanun’da koşullu salıverilme süresini de etkileyecek şekilde bir infaz rejimi kurumu olarak düzenlendiğinden, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2006/1-319 Esas, 2006/302 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi 5237 sayılı Kanun lehe kabul edilerek yapılan uygulamalarda, aleyhe olan ve infazı ilgilendiren bu hükmün uygulanma olanağı bulunmadığı, ancak sanığın incelenen adli sicil kaydından

anlaşılan Tokat 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/501 Esas, 2012/325 Karar sayılı, 03.03.2015 kesinleşme tarihli ilamının tekerrüre esas olduğu anlaşılmış, hükümde bu husus dışında hukuka aykırılık görülmemiştir.

3. Tebliğnamedeki bozma düşüncesine, eylemin 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca facebook sosyal medya hesabı üzerinden gerçekleştirilmesi nedeniyle iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçenin (2) numaralı bölümünde açıklanan nedenle Tokat 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2016/75 Esas, 2016/287 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasında yer alan ”Sivas Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/144 Esas, 2010/101 Karar nolu ilamı” ibaresinin çıkarılarak yerine ”Tokat 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/501 Esas, 2012/325 Karar sayılı ilamı” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.02.2023 tarihinde karar verildi.