YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15903
KARAR NO : 2023/5139
KARAR TARİHİ : 13.09.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/451 E., 2016/74 K.
SUÇLAR : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının 11.11.2014 tarihli iddianamesiyle, sanık hakkında zincirleme şekilde sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kamu davası açılmıştır.
2. Muğla 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 10.02.2016 tarihli ve 2015/451 Esas, 2016/74 Karar sayılı kararı ile sanığın, zincirleme şekilde sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci cümlesi, 43 üncü ve 62 nci maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.10.2020 tarihli ve 14-2016/180268 sayılı bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanığın Temyiz İstemi
Olayın savunmalarında anlattığı şekilde gerçekleştiğini, mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğunu, mağdureyi hiçbir zaman evine davet etmediğini, mağdureden hoşlandığını söylemediğini, kendisine sadece harçlık verdiğini, mağdurenin yaşandığını iddia ettiği ilk olaydan sonra hemen şikayetçi olmamasının şüphe oluşturduğunu beyan ederek hakkında beraat hükmü kurulması istemine yöneliktir.
B. Sanık Müdafilerinin Temyiz İstemi
Sanığın tüm beyanlarının birbiri ile tutarlı olduğu ancak sanığın aksine mağdure ile şikayetçilerin beyanlarının büyük çelişkiler barındırdığına, mağdure Selinay ile diğer dosyanın mağdurunun ifadeleri arasındaki çelişkilerin olayın tamamen kurgudan ibaret olduğunu gösterdiğine, mağdurenin ifadesinin olaydan üç gün gibi uzun bir süre sonra alınmasının mağdurenin ilk ve sonraki ifadelerine olan güvenirliğini yitirmesine sebep olduğuna, mahkemenin olayın esasına etki edecek bazı tanıkları dinlemediğine, açıklanan nedenlerle sanığın üzerine atılı suçu işlemediğinin açık olduğuna ve bu nedenle sanık hakkında beraat hükmü kurulması gerektiğine yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
5 Ekim 2014 tarihinden yaklaşık 10 gün öncesinde sanığın kuşlarımı göstereyim bahanesiyle mağdureyi evine çağırdığı, evinin bahçesinde salıncakta oturan sanığın mağdureyi yanına çağırdığı ve ona bir şeyler içmeyi teklif ettiği, ayrıca mağdurenin elini tutup “Kimseye söyleme arkadaş olalım, bu aramızda kalsın” şeklinde söylemlerde bulunduğu, okula geç kaldığını söyleyen mağdurenin oradan ayrılmak istediğini söylemesi üzerine biraz daha kalması konusunda ısrar ettiği, bahçeden ayrılırken mağdureye “Akşam üstü okul çıkışı yine gel” dediği, 5 Ekim 2014 tarihinde ise mağdurenin kardeşiyle birlikte eve döndüğü esnada yine mağdureye “Sana kuşlarımı gösterecektim, niye gelmedin? Yarın 3’de gel.” şeklinde konuştuğu, mağdurenin “Olmaz” diye karşılık vermesi üzerine sanığın yine ısrarcı olduğu ve mağdurenin kulağına yaklaşarak “Senden hoşlanıyorum” şeklinde söz sarf ettiği, mağdurenin bu söze anlam verememesi üzerine de “Arkadaşça” şeklinde cevap verdiği anlaşılmakla mağdure ile sanık arasında herhangi husumetin bulunmaması, dolayısıyla mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirecek bir nedeninin de olmayışı ve mağdurenin samimi beyanları göz önüne alındığında sanığın üzerine atılı zincirleme şekilde sarkıntılık düzeyinde çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediğinin dosya kapsamıyla sabit olduğu, her ne kadar sanığın mağdureye yönelik zorla evde/bahçede tutma durumu söz konusu değilse de mağdurenin yaşının küçüklüğü nedeniyle rızasının varlığından bahsedilemeyeceği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Sanığın aşamalardaki istikrarlı savunmaları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, mağdurenin başka delille desteklenmeyen soyut beyanları dışında sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Her ne kadar Tebliğname’de mağdure Selinay’ın kardeşinin tanık olarak beyanının alınması hususu bozma nedeni yapılmış ise de, tanığın olay tarihindeki yaşı ve olayın üzerinden geçen süre dikkate alındığında tanık beyanının dosyaya bir katkısının olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Sanığın yargılandığı başka bir dosyada, sanık müdafii tarafından dosyaya, sanığa ait iki evin fotoğraflarının sunulduğu, aynı fotoğrafların diğer dosyadan getirtilerek, bu dosya kapsamına da alındığı, mevcut fotoğraflarda sanığa ait her iki evin arka tarafında avlusunun olduğu görülmüş olup; Tebliğname’de mağdure Selinay’ın eylemin gerçekleştiği yerin evinin önündeki bahçe olarak tariflediği yazılmış ise de, mağdurenin beyanlarında ön bahçeden bahsettiği bir ifadesinin bulunmadığı anlaşıldığından diğer dosyanın mağduru ile mağdure Selinay’ın yüzleştirilmesinde ve her iki eve ait fotoğrafların dosya kapsamında bulunması nedeniyle keşif yapılmasında dosyaya yarar bir menfaat bulunmadığı kanaatine varıldığından Tebliğname’de bu hususta bozma isteyen görüşe iştirak olunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Muğla 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.02.2016 tarihli, 2015/451 Esas, 2016/74 Karar sayılı kararına yönelik sanık ve müdafilerinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye farklı gerekçeyle uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.09.2023 tarihinde karar verildi.