Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/15892 E. 2023/664 K. 15.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15892
KARAR NO : 2023/664
KARAR TARİHİ : 15.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI :

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Ezine 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2016 tarihli ve 2015/362 Esas, 2016/197 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında sarkıntılık suretiyle cinsel saldırı suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
O yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; aynı zamanda olayın tanığı olan şikayetçinin beyanı tespit edilmeden sarkıntılık eylemine ilişkin delil takdirine gidilerek eksik ve yetersiz yargılama sonucu hüküm kurulduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Her ne kadar olay günü kucağındaki torunuyla birlikte minibüsün en arka koltuğunda oturan şikayetçinin yanına oturan sanığın, şikayetçinin bacaklarını okşadığı iddia edilerek kamu davası açılmış ise de olaya ilişkin bir tanık bulunmaması nedeni ile sadece şikayetçinin soyut beyanı doğrultusunda mahkumiyet kararı verilemeyeceği nazara alınarak sanığın cezalandırılması için yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı bir delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
5271 sayılı Kanun’un 217 nci maddesinin birinci fıkrasında “Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir.” ve aynı Kanun’un 210 uncu maddesinin birinci fıkrasında ise “Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez.” hükümlerine yer verilmiş olup, bu kapsamda aynı zamanda olayın tek tanığı konumunda bulunan şikayetçinin maddi hakikatın ortaya çıkarılması açısından usulüne uygun bir şekilde duruşmaya davet edilerek iddiaya konu hususlarla ilgili dinlenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ezine 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.02.2016 tarihli ve 2015/362 Esas, 2016/197 Karar sayılı kararına yönelik o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

15.02.2023 tarihinde karar verildi.