Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/15538 E. 2023/768 K. 20.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15538
KARAR NO : 2023/768
KARAR TARİHİ : 20.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI :

Şikayetçi Bakanlık vekilinin temyiz istemi yönünden; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu davasında katılan sıfatının bulunmadığının anlaşılması karşısında, hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı belirlenmiştir.
Sanık müdafii ile katılan mağdur vekilinin temyiz istemi yönünden; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 15.10.2015 tarihli ve 2015/6812 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmıştır.

2.Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.08.2015 tarihli ve 2015/328 Esas, 2016/150 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 104 üncü maddesinin birinci, 43 üncü maddesini birinci, 62 nci maddenin bir inci fıkraları uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 17.09.2020 tarihli ve 2016/212400 numaralı bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık müdafii temyiz istemi; Somut delil olmaması, tanıkların görgüye dayalı bilgisinin bulunmaması, mağdurun işten çıkarıldıktan sonra şikayeti gibi nedenlerle sübuta, oluşan şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiğinden kararın usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle bozulması talebine ilişkindir.
2.Mağdur vekilinin temyiz istemi; Mağdurun suç tarihinde on beş yaşından büyük olmadığından sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki kapsamında bulunmadığına, mağdurun rızasının bulunduğu kabulünün hatalı olmasına, sanığın eylemlerini tehditle gerçekleştirdiğine, raporda bulgu tespit edilmemesinin eylemin gerçekleşmediğini göstermediğine, mağdurun iftira atmasının mevzu bahis olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Her ne kadar sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de; Mağdurun suç tarihinde on beş yaşını tamamlamış olduğu, rızasının hukuken geçerli olduğu,
2. Mağdurun beyanlarında sanığın evine gittiğini, kimse olmadığını, cinsel içerikli filmler izlettiğini, sanığın cinsel ilişkiye girme teklifini mağdur kabul etmeyince mağdura evinde bulunan silahları gösterdiği, öldürmekle tehdit edince korkarak sanığın talebini kabul ettiği ve sanığın kendisiyle anal yoldan ilişkiye girdiği, öncesinde sabun sürdüğü, sonraki gün işer gitmeyince sanığın aradığı ve ısrarla işe gelmesini istediği, paraya ihtiyacı olduğu için işe zaman zaman devam ettiği sanığın bu şekilde 15-20 kez ilişkiye girdiğini beyan ettiği, mağdur her ne kadar bu ilişkilerin sanığın tehdidi ile olduğunu söylemiş ise de, sanığın olaydan tanık ….’ya bahsetmesi ve mağdurunda bunu öğrenmesi üzerine sanıktan şikayetçi olması, daha önce bu konuda resmi kurumlara hiçbir şikayetinin bulunmaması, herhangi birinden yardım istememesi, sanığın iddia ettiği eylemlerine rağmen sanığa ait iş yerinde çalışmaya devam etmesi, cinsel ilişkinin zorla olduğuna dair dosya kapsamından maddi delillerin ve görgü ve bilgisi olan tanıkların bulunmaması, sanığın atılı suçlamayı kabul etmemesi hususları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, olay tarihlerinde on beş- on sekiz yaş grubu içinde bulunan mağdurun sanıkla rızası ile birden fazla kez cinsel ilişkiye girdiği sonuç ve kanaate ulaşılmıştır.
3. Sanık savunmalarında suçlamaları kabul etmemiş ise de, mağdurun cinsiyeti ve yaşı ile sanıkla aralarında husumet olmayışı dikkate alındığında, sanıkla cinsel ilişkiye birden fazla kez girdiği yönündeki mağdur beyanının inandırıcı olduğu ve itibar edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
4. Mağdurun sanıktan şikayetçi olması nedeniyle,
sanığın reşit olmayan mağdurla birden fazla kez cinsel ilişkiye girme suçundan hukuki süreç başlığı altında 3 numaralı bentte yer alan şekilde mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Şikayetçi Bakanlık Vekilinin Temyiz Talebinin İncelenmesinde
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağı anlaşıldığından, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin reddi gerekmiştir.

B. Sanık Müdafii ile Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz Taleplerinin İncelenmesinde
1.Olayın doğal seyreden intikal şekli ve zamanı, katılan mağdurun istikrarlı beyanları ve bu beyanların sanık ile tanık arasında yapılan telefon görüşmesi yönüyle tanık ….’nın ifadelerinin yanı sıra sanığın ikametinde yapılan arama tutanağı ile uyumlu olması, muayene ve adli görüşme raporları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında; sanığın, on beş yaşındaki katılan mağduru, ikametinde yapılan aramada mağdurun beyan ettiği yerde ele geçen silahların korkutucu etkisinden yararlanarak ve mağdura ait bir kısım fotoğrafları yaymak tehdidiyle, mağdurun yanında çırak olarak çalışmaya başladığı 2015 yılı Ocak-Şubat aylarından işten çıkardığını ifade ettiği 2015 yılı Ağustos ayına kadar geçen zamanda birden fazla defa anal ve oral yoldan cinsel ilişkiye girerek istismar ettiği anlaşıldığından, sübuta eren bu eylemleri yönünden 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (e) bendi, dördüncü fıkrası, 43 üncü maddenin birinci fıkrası uyarınca mahkumiyeti yerine yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurularak eksik ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle katılan mağdur vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmüşken sanık müdafinin temyiz istemi yerinde görülmemiştir.

2.Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak şikayet tarihi olan 30.08.2015 gününün gösterilmesine karşın karar içeriğinde ve dosya kapsamında sanığın son eyleminin hangi tarihte gerçekleştiğinin net olarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

C. Ret ve bozma gerekçelerine göre Tebliğnamede bozma isteyen düşünceye değişik gerekçe ile kısmen iştirak edilmiştir.

V. KARAR
A.Şikayetçi Bakanlık Vekilinin Temyiz Talebi Yönünden;
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2015/328 Esas, 2016/150 Karar sayılı kararırına yönelik şikayetçi Bakanlık vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B.Sanık Müdafii ile Katılan Mağdur Vekilinin Temyiz Talepleri Yönünden;
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2015/328 Esas, 2016/150 Karar sayılı kararında katılan mağdur vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.02.2023 tarihinde karar verildi.