YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15360
KARAR NO : 2023/182
KARAR TARİHİ : 17.01.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI :
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.04.2016 tarihli ve 2015/729 Esas, 2016/293 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel taciz suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrası ile 43, 62 ve 51 inci maddeleri uyarınca neticeten 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiin temyiz istemi, sanığın atılı suçu işlediğine dair yeterlı delil bulunmamasından dolayı hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verılmesi gerektiğine, atılı suçu kabul anlamına gelmemekle birlikte sanığın mağdureye yönelik sarfettiği sözlerde ve hareketlerde cinsel taciz kabul edilebilecek bir ifade ya da nitelik bulunmadığına, sanığın söz ve eylemlerinde cinsel kastla hareket etmediğine, bu yüzden de unsurları itibarıyla oluşmayan müsnet suçtan sanığın beraat etmesi gerektiğine, bir kısım tanıkların beyanları gibi sanık lehine olan delillere itibar edilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemenin olayın oluş şekline ilişkin kabulü “Sanığın, şikayet tarihi olan 13.11.2015 tarihinden iki ay kadar önce mağdurenin radyoloji teknisyeni olarak çalıştığı tıbbi görüntüleme merkezinde MR çekimi yaptırdığı, bu tarihten bir hafta sonra sanığın işyeri telefonundan mağdureyi arayarak görüşmek istediğini ve kendisinden hoşlandığını söylediği, mağdurenin bunun mümkün olmadığını söyleyerek telefonu kapattığı, bundan on gün kadar sonra sanığın mağdurenin işyerinde olmadığı bir gün işyerine giderek mağdure ile görüşmek istediğini söylediği, mağdurenin işyerinde olmadığını öğrenip işyerinden ayrıldığı, sanığın ertesi günü mağdure işyerinde çalışırken tekrar buraya geldiği, mağdureye derli toplu halinin hoşuna gittiğini ve kendisiyle görüşmek istediğini söylediği, sanığın mağdureye karşı anılan eylemlerinin zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturduğu” şeklindedir.
IV. GEREKÇE
Sanığın işlediği kabul edilen cinsel taciz suçunun üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “Kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “Basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.04.2016 tarihli ve 2015/729 Esas, 2016/293 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
17.01.2023 tarihinde karar verildi.