YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14870
KARAR NO : 2023/1296
KARAR TARİHİ : 09.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Cinsel taciz, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2016 tarihli ve 2015/1003 Esas, 2016/377 Karar sayılı kararı ile sanığın cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine; kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 51 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezanın ertelenmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Sanığın daha önceden kullandığı suça konu hat yönünden bilgisi dışında operatör değişikliği işlemi yapıldığı, hat taşıma sözleşmesindeki kimlik fotokopisinin arka yüzündeki bilgilerin sanık kimlik bilgileri ile uyuşmadığı gibi sözleşmedeki imzaların da sanığa ait olmadığı, bu hususlarda araştırma yapılması taleplerinin mahkemece ret edildiği belirtilerek usul ve yasaya aykırı hükümlerin bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece; ”Sanık savunması, katılan beyanı, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, TİB yazışmaları, hazırlık evrakları ile dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde müşteki şahsın 24.04.2015 günü polis merkezine müracaatta bulunarak vermiş olduğu ifadesinde özetle, “Olay günü 0545 … numaralı cep telefonunu kendi telefonunda kayıtlı olmayan ve kim olduğunu bilmediği 0 507 … numaralı hatta arayan erkek bir şahsın ‘benim elimde bir alet var bu aleti senin müsait yerine sokacağım, seni kaldırı y…..a oturtacam bağırtana kadar” şeklinde beyanda bulunduğu, toplamda iki sefer aradığı ve üç adet engellenmiş aramasının bulunduğunu daha sonrasında aynı kişinin kendisine ‘seni kaldırı y…..a oturtacam bağırtana kadar’ şeklinde mesaj attığını” belirterek şikayetçi olduğu, Kolluk ekiplerinin daha öncesinde işlem yaptığı şahısların adres ve iletişim bilgileri bulunan polnet sorgulayıcı isimli program sonucunda müştekiyi rahatsız eden ve mesaj gönderen cep telefonu numarasının sanık … adına kayıtlı olduğunun tespit edildiği, Berkan isimli sanık şahsın alınan savunmasında ise belirtili cep telefonu hattını kendisinin yaklaşık iki yıldan fazla bir süredir kullanmadığını belirterek suçlamayı kabul etmemiş ise de, polnet sorgusundaki kayıt tarihinin 23.04.2015 tarihli olduğunun görülmesi nedeniyle sanığın savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunun değerlendirildiği, anlatılı şekilde gerçekleşen olay neticesinde şüphelinin müştekiyi ısrarla birden çok kez araması ve içeriği belirtili şekilde mesaj atması şeklindeki eylemleri nedeniyle üzerine atılı müsnet suçları işlediği tüm dosyanın tetkikinden anlaşılmakla sanığın cezalandırılmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında, daha önceden kullandığı suça konu hat yönünden bilgisi dışında operatör değişikliği işlemi yapıldığını, hat taşıma sözleşmesindeki kimlik fotokopisinin arka yüzündeki bilgilerin kendi kimlik bilgileri ile uyuşmadığı gibi sözleşmedeki imzaların da kendisine ait olmadığını, benzer iddialar ile hakkında birden fazla kamu davası açıldığını ve gerçeğin ortaya çıkması için suç duyurusunda bulunduğunu belirtmesi karşısında, bu savunmalarının gerçekliğinin araştırılması için ilgili GSM şirketinden suça konu hat yönünden operatör değişikliğine dair sözleşme aslı celp edilerek sanığın imza örnekleri alınıp, imza aslını içerir belgeler de getirtildikten sonra, sözleşmede sanık adına atılı bulunan imzanın sanığın eli ürünü olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve ayrıca suça konu telefon hattının suç tarihi itibariyle HTS raporları getirtilerek bu şekilde tespit edilecek sıklıkla görüşme yaptığı numaraların kullanıcılarının tanık olarak dinlenilip hattı sanığın kullanıp kullanmadığı hususu araştırıldıktan sonra hukûki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
2. 1 nolu bozma gerekçesi yerine getirildikten sonra ve hattın sanığa ait olduğu belirlenmesi halinde, sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 105 inci maddesinde tanımlanan cinsel taciz ve 123 üncü maddesinde tanımlanan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarını oluşturduğu, tek eylemle birden fazla suçun işlenmesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi kapsamında fikri içtima kuralları gereğince bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören cinsel taciz suçundan hüküm kurulması yerine ayrıca kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan da ceza tayin edilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.2016 tarihli ve 2015/1003 Esas, 2016/377 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.03.2023 tarihinde karar verildi.