Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/14772 E. 2023/4516 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14772
KARAR NO : 2023/4516
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1369 E., 2020/661 K.
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.12.2016 tarihli ve 2012/312 Esas, 2016/541 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında;

a) Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,

b) Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2.Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 16.11.2017 tarihli ve 2017/1285 Esas, 2017/1374 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiin istinaf başvurusunun kabulüyle hükmün ”Suçun oluşumuna ve niteliğini belirlemeye doğrudan etkisi nedeniyle mağdurenin yaşına yönelik itirazın usulüne uygun olarak araştırılması gerektiği nazara alınarak, UYAP ortamında yapılan sorgulamada Besni Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/355 esas sayılı dosyasında mağdurenin yaşının düzeltilmesi ile ilgili dava bulunduğu, bu dava dosyanın celp edildikten sonra mağdurenin doğumunu bilen kişiler ile duruşmada beyanı alınmayan babasının bu hususta tanık sıfatıyla dinlenmesi, mağdurenin hastanede doğup doğmadığı hususlarının Malatya Devlet Hastanesi ve Malatya Kadın Doğum Hastanesinden sorulması ve aşı kayıtlarına ilişkin belgeler getirtilip ilkokula ne zaman kayıt edildiği de sorularak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilmek suretiyle mağdurenin suç tarihindeki gerçek yaşının bilimsel olarak saptanmasından ve mağdurenin dinlenmesinden sonra suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması” nedeniyle bozulmasına ve dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin bozma üzerine verilen 20.03.2018 tarihli ve 2017/625 Esas, 2018/203 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

4. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 17.03.2020 tarihli ve 2018/1369 Esas, 2020/661 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine kurulan hükme yönelik suça sürüklenen çocuk müdafiin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Suça Sürüklenen Çocuk Müdafiinin Temyiz İstemi
Suça sürüklenen çocuğun mağdurenin yaşı hususunda hataya düştüğüne, halen birlikte yaşayıp üç çocukları olduğuna, suç işleme kastı olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. Bölge Adliye Mahkemesinin Bozması Sonrası İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Mahkemece; ”Kayden 01.02.1999 doğum tarihli mağdure Burcu *** ile SSÇ Ferhat ***’ın amca çocukları oldukları, olay tarihinden önce aralarında duygusal ilişki oluştuğu, ailelerin bu ilişkiye karşı çıktığı, bunun üzerine mağdure ve SSÇ’nin kaçtığı, 2011 yılı Temmuz ayı ve sonrasında alınan adli rapor içeriğine göre suç tarihinde 15 yaşından küçük olan mağdure ile birden çok kez rızası dahilinde cinsel ilişkiye girdiği, mağdurenin hamile olduğunun tespit edildiği, yapılan soruşturma sonucu iddianame düzenlendiği, Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 23.01.2018 tarihli cevabi yazısına göre mağdurun annesinin 22.12.1997 tarihinde bir kız çocuğu doğurduğu, nüfus kaydına ve dosya kapsamına göre doğum yapılan bebeğin mağdure olduğu anlaşılmakta ise de mağdurenin suç tarihi olan 2011 yılı Temmuz ayı itibariyle 13 yıl 7 aylık olduğu, mağdure ve SSÇ’nin amca çocukları olması ve mağdurun suç tarihi itibariyle yaşı dikkate alınarak yaşı hususunda hata hükümlerinin uygulanmasının da mümkün olmaması karşısında mağdure Burcu ***’ın SSÇ ile görüşüp tanıştıktan sonra ailelerinin bu evliliğe rıza göstermemelerinden dolayı birlikte kaçtıkları ve karı koca hayatı yaşadıkları ve birden fazla suretde cinsel ilişkiye girdikleri bu birlikteliğin devamı neticesinde duruşma aşamalarında mağdurenin bir erkek çocuk dünyaya getirdiği, halen de SSÇ ile mağdurenin birlikte yaşamaya devam ettikleri anlaşılmakla; TCK’nın 103/2 maddesi çocuğu cinsel yönden istismar eden ve cinsel istismarın vücuda organ veya sair cisim sokulmasıyla gerçekleştirilmesi çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturmakta olup mağdurenin yaşının küçüklüğü dikkate alındığında suça sürüklenen çocuğun cinsel istismar eyleminde bulunduğu ve bunu birden fazla kez tekrarlayarak suçu tesessül ettirdiği anlaşıldığından SSÇ’nin çocuğun cinsel istismarı suçundan 6545 ve 6763 sayılı ile yasalar ile değişmeden önceki halinin kanunda öngörülen hapis cezasının alt ve üst sınırı dikkate alındığında açıkça SSÇ’nin daha lehine olması nedeniyle değişiklikler öncesi TCK’nın 103/2, 43, 31/3, 62 maddeleri gereğince cezalandırılmasına” şeklinde karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesinin bozması sonrası kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır.

VI. GEREKÇE
Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde, delillerin ve olguların açıklandığı ve ilişkilendirildiği, İlk Derece Mahkemesinin suça sürüklenen çocuğun mağdurenin yaşı hususunda hataya düştüğüne ilişkin savunmasının da mahkeme tarafından tartışıldığı ve kurulan hükümde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, bu kapsamda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin, 17.03.2020 tarihli ve 2018/1369 Esas, 2020/661 Karar sayılı kararında suça sürüklenen çocuk müdafince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı

olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.06.2023 tarihinde karar verildi.