Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/14626 E. 2023/1330 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14626
KARAR NO : 2023/1330
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Reşit olmayanla cinsel ilişki
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.03.2016 tarihli ve 2015/440 Esas, 2016/118 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçlarından açılan davada, mahkemesince eylem kül halinde reşit olmayanla cinsel ilişki kabul edilerek bu suçtan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 104 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi gereğince4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 26.07.2020 tarihli ve 2016/153008 sayılı, iade ve onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği
Kararın temyizine ilişkindir.

B. O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İsteği
Sanığa 5237 sayılı Kanun’un 234 üncü maddesinden de ceza verilmesi gerekirken, sadece 104 üncü maddesinden ceza verilerek eksik ceza tayin edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemesince “… … Meslek Lisesi 11. sınıf öğrencisi olan katılan mağdurun … isimli öğretmeni ile mesajlaşırken başından geçen olayları öğretmenine anlatması, öğretmeninin durumu okul idaresine bildirmesi üzerine katılan mağdurun rehber öğretmenleri ve okul müdürü tarafından olayın tutanağa bağlanıp adli makamlara bildirildiği, katılan mağdur beyanından ve sanık savunmasından da anlaşılacağı üzere katılan mağdur ile sanığın arkadaş oldukları, arkadaşlıklarının 4 yıl devam ettiği, akabinde sanığın askere gittiği, askerden dönüşünde 5 Kasım 2014 tarihinde mağdurla sanığın … Camii civarında buluştukları, oradan yürüyerek dağlık kısma tenha bir mahale gittikleri, burada sanığın katılan mağdurla organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiği, yine bu olaydan sonra mağdur ile sanığın Ocak 2015 tarihinde sanığın bekar arkadaşının Alaybey Mahallesi 808 Sokak No:25’teki adresinde buluştukları, sanığın burada yine katılan mağdurla organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiği, sanığın da poliste, savcılıkta ve hakim huzurunda verdiği ifadesinde katılan mağdurla iki kez organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiğini kabul ettiği, bu şekilde sanığın reşit olmayan katılan mağdurla zincirleme şekilde cinsel ilişkiye girme suçunu işlediği,
İddianamede sanığın katılan mağdura yönelik eylemi birden fazla kez çocuğun nitelikli cinsel istismarı, alıkoyma suçları kapsamında nitelendirilerek sanığın TCK’nun 103/1-1.cümle, 103/2, 234/3 maddeleri kapsamında değerlendirilmiş ise de, mağdur beyanı, sanığın savunmaları, mağdura ait beden muayenesi raporu birlikte değerlendirildiğinde sanığın eylemlerinin kül halinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu kanaatine varılmış, ayrıca sanığın duruşma sırasında katılan mağdurla ilişkisinin tam ilişki olmadığına, sürtünme yoluyla birlikte olduklarına ilişkin savunmalarına itibar edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelere istinaden;
Sanık …’nın mağdur … …’e yönelik Reşit Olmayanla Cinsel İlişki suçundan eylemine uyan 6545 S.Y.nın 60. Maddesi ile değişik TCK 104/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına, suçun işleniş biçimi, kastının ağırlığı, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayinine, sanığın eylemi teselsül ettiğinden TCK 43 madde gereğince cezasında arttırım yapılmasına, sanığa verilen ceza türü ve miktarı dikkate alınarak hakkında yasa gereği TCK. nun 50 ve 51 maddeleri ile CMK. nun 231 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olarak 5237 Sayılı Yasa’nın 53/1 maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına, sanığın sabıka kaydında görülen İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 2014/155-203 esas ve karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması ilamına ilişkin mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakip mahkemesine ihbarda bulunulmasına, katılanın hukuki haklarının saklı tutulmasına, hukuk mahkemelerinde dava açması hususunta muhtariyetine” şeklinde karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Sanığın, on altı yaşı içerisinde bulunan mağdure ile rızası doğrultusunda 2014 yılı Kasım ve 215 yılı Ocak aylarında cinsel ilişkiye girmesi şeklinde kabul edilen eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenip şikayet üzerine takip edilen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve ilişkinin gerçekleştiği tarihten mağdurenin kolluk ifadesi ile şikayetini bildirdiği 17.11.2015 gününe kadar aynı Kanun’un 73 üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen altı aylık kanuni şikâyet süresinin geçtiği anlaşıldığından, süresi içerisinde şikayette bulunulmaması nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

2. Sanık hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan açılan kamu davası hakkında dava zamanaşımı süresi içinde bir karar verilebileceği kabul edilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.03.2016 tarihli ve 2015/440 Esas, 2016/118 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.03.2023 tarihinde karar verildi.