YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14515
KARAR NO : 2023/1089
KARAR TARİHİ : 06.03.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Reşit olmayanla cinsel ilişki, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, şantaj
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, beraat
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
1. Amasya Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 21.04.2015 tarihli ve 2015/721 Esas sayılı Tebliğname ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı, şantaj, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dava açılmıştır.
2. Amasya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2015/133 Esas, 2015/288 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 104 ve 62 nci maddelerinin birinci fıkrası ile 53 ve 63 üncü maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve şantaj suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Vekili Temyiz İsteminde Özetle
Hükmü temyiz ettiklerini beyan ederek süre tutum dilekçesi sunmuştur.
B. Sanık Müdafii Temyiz İsteminde Özetle
Hükmü temyiz ettiklerini beyan ederek süre tutum dilekçesi sunmuştur.
C. O Yer Cumhuriyet Savcısı Temyiz İsteminde Özetle
Mağdureye tehdit ve cebir uygulayarak cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kıldığı ve yine tehdit ve cebir uygulayarak mağdurenin vücuduna cinsel organını sokmak suretiyle yaşı küçük mağdureye karşı çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediği sabit olduğu halde yazılı şekilde sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçu olduğu kabul edilerek cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğundan bahisle kararın bozulmasını talep etmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık … ile mağdure …’nin facebook isimli sitede tanışarak arkadaş oldukları, bir müddet sonra sevgili oldukları, sık sık telefonda görüştükleri, daha sonra yüz yüze görüşmeye karar verdikleri, ilk iki seferinde buluşmalarının normal geçtiği ve aralarında herhangi bir cinsel yakınlaşmanın söz konusu olmadığı, mağdurenin sanık hakkında olumsuz düşünceleri sebebiyle ilişkilerini sonlandırması üzerine sanık mağdurenin kuzeni … ile haberleşerek mağdure ile tekrar barışmak istediği, mağdure ve kuzeninin kendi aralarındaki konuşmalarını açık olan telefondan duyan sanığın sinirlenerek son kez buluşmak istediği, mağdurenin kabul etmemesi üzerine ise, … ile konuştuktan sonra eve dönerken sanığın telefonla arayarak mağdureye ”Yarın buluşacağız yoksa senin evine kadar gelip annene babana herşeyi anlatacağım” diyerek şantaj eyleminde bulunduğu, bir sonraki gün mağdurenin arkadaşları … ve … ile birlikte okula giderken sanığın arabayla yanlarına geldiği, telefonla kendisini arayarak arabaya binmediği takdirde annesine her şeyi anlatacağından bahisle mağdureyi tehdit ederek zorla arabaya bindirdiği, mağdurenin arabanın arka koltuğuna oturduğu, mağdurenin arabaya biner binmez sanığın mağdureye kuzeni … ile yaptığı hakkındaki olumsuz konuşmalar sebebiyle ”Sen benimle oyun mu oynuyorsun sen orospu musun şerefsiz” diyerek hakaret ettiği, sanığın aracını Merzifon tarafına doğru sürdüğü, daha sonrasında ise arabayı şehir dışında park ettikten sonra arka koltuğa geçerek mağdureye ”Ya bugün benimle beraber olursun ya da annenin babanın yanına gideriz” diyerek mağdureye tehdit ederek cinsel ilişkiye zorladığı, mağdurenin sanığa olumsuz cevap vermesi ve kendisinin okula gideceğini beyan etmesi üzerine ise sanığın, mağdurenin ayaklarından tutarak arka koltuğa sırt üstü yatırdıktan sonra üzerindeki eteği kaldırıp taytını indirdiği, mağdurenin çamaşırını da aşağı indirdikten sonra fermuarını açarak penisini çıkararak mağdurenin vajinasına sokmak suretiyle mağdureye yönelik organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istimar eyleminde bulunduğu iddiası ile kamu davası açılmıştır.
2. Mahkemece ”Katılan sanığın kendisini cinsel ilişkiye zorlamak için tehdit ettiğini ve fiziksel cebir kullanarak cinsel istismarda bulunduğunu iddia etmekte ise de; sanıkla katılanın duygusal bir ilişki içinde oldukları ve daha önce de görüştüklerinin katılanın kendi beyanları ile de sabit olması, katılanın daha önceki buluşmalarında cinsel bir yakınlaşma olmadığını söylemesine rağmen sanığın kendisini olanları ailesine anlatmakla tehdit ettiğini beyan etmesi, aralarında cinsel bir şey olmamasına rağmen ailesine anlatılmasından sanığın taleplerine boyun eğecek derecede korkmasına neden olan olayın ne olduğunu açıklayamaması, olaydan sonra okula geri döndüğünde arkadaşlarına …’ın kendisine hakaret edip kızdığını söylemesine rağmen cinsel saldırı olayından bahsetmemiş olması, yakınlarına da aynı şekilde ilk başta cinsel saldırı olduğuna dair hiçbir şey söylememesi, aksine tanık …’ye …’ı konuşarak ikna ettiğini ve cinsel saldırı olmadığını söylemiş olması, olaydan hemen sonra şikayetçi olmayıp akrabalarının şüphelenip sıkıştırması üzerine sanığın kendisine tecavüz ettiği iddiasında bulunup onların yönlendirmesiyle şikayetçi olmuş olması, alınan raporunda sadece kolunda hassasiyet ve ağrı şeklinde kendi beyanına dayalı tespit bulunması, başka darp cebir izi olmaması, genital muayenede de genital bölgede darp cebir izine rastlanmamış olması dikkate alındığında; sanığın eylemini zorla gerçekleştirdiği hususu her türlü şüpheden uzak bir şekilde kanıtlamamış durumdadır. Kaldı ki; tanık …’in beyanlarından katılanın olaydan sonra sanıkla kızlığının bozulmuş olup olmadığı hususunda mesajlaştığı da sabittir. Zorla cinsel istismara uğrayan bir kişinin kendisine saldırıda bulunan fail ile bu şekilde görüşmeler yapması beklenebilir bir durum değildir.
Bu nedenlerle sanığın mağdureye yönelik cinsel eylemlerinin mağdurenin rızası olmaksızın gerçekleştiğinin kanıtlanamadığı, mağdurenin kızlığının bozulduğu endişesi taşıdığının sabit olduğu, bu nedenle okulda ağlamış olabileceği ve aile yakınlarının sıkıştırması ile sanıkla cinsel ilişki yaşadığının ortaya çıkma ihtimali üzerine sanıktan şikayetçi olmuş olabileceği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla sanığın eylemlerini zorla gerçekleştirdiğine dair cinsel istismar suçundan cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı delil bulunmadığından sanığın eylemlerinin mağdurenin rızası ile gerçekleştiğinin kabulü gerekmiştir.
Sanık tam bir cinsel birleşme yaşanmadığını, sürtünmeden ibaret bir yakınlaşma olduğunu savunmakta ise de; gerek mağdure ile olay sonrası mesajlaşmasının içeriği, gerekse mağdurenin alınan raporunda; kızlık zarının bozulduğunun belirtilmiş olması ve kızlık zarının yırtılma tarihi olarak belirtilen tarih aralığının olay tarihi ile uyumlu olması birlikte değerlendirildiğinde; sanığın rızası ile katılanla cinsel ilişkiye girdiği kanaatine varılmıştır. Mağdure olay tarihinde 15 yaşını bitirmiş olup 18 yaşından küçük olduğundan eylem rızası ile gerçekleşmiş olsa dahi, sanığın eylemi TCK’nın 104/1 maddesinde yazılı suçu oluşturmaktadır. Mağdure süresinde sanıktan şikayetçi olduğundan sanığın anılan bu maddeden cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Sanığın katılana yönelik, kendisi ile birlikte olması için tehdit ettiği, şantaj yaptığı ya da kendisini zorla rızası hilafına alıkoyduğuna dair cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı delil bulunmadığından, şantaj ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından da sanığın beraatine karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu Yönünden
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; sanıkla katılan mağdurenin duygusal ilişki yaşadıklarının ve daha önce de görüştüklerinin katılan mağdurenin kendi beyanları ile de sabit olması, katılan mağdurenin daha önceki buluşmalarında cinsel bir yakınlaşma olmadığını söylemesine rağmen sanığın kendisini olanları ailesine anlatmakla tehdit ettiğini beyan etmesi ve aralarında cinsel bir şey olmamasına rağmen ailesine anlatılmasından sanığın taleplerini kabul edecek derecede korkmasına neden olan olayın ne olduğunu açıklayamaması, alınan raporlarda sadece kolunda hassasiyet ve ağrı şeklinde tespit bulunması, başka darp cebir izi olmaması, yapılan muayenesinde de genital bölgede darp cebir izine rastlanılmaması, tanık …’in beyanına göre mağdurenin sanıkla olaydan sonra kızlık zarının bozulup bozulmadığı hususunda görüşmeye devam etmesi, sanığın eylemlerini zorla gerçekleştirdiğine dair cinsel istismar suçundan cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı delil bulunmaması nazara alınarak, sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki yazılı suçu oluşturduğu gözetilerek reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan verilen mahkûmiyet kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
B. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Şantaj Suçları Yönünden
Olayın İntikal şekli ve süresi, aldırılan rapor içerikleri, sanığın aşamalardaki savunması, katılan mağdurenin aşamalardaki beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış ve katılan mağdure vekili o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
A. Sanık Hakkında Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle Amasya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2015/133 Esas, 2015/288 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii, katılan mağdure vekili ile o yer Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, sanık müdafii, katılan mağdure vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Şantaş Suçlarından Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle, Amasya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2015/133 Esas, 2015/288 Karar sayılı kararlarına yönelik katılan mağdure vekili ve o yer Cumhuriyet savcısı tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.03.2023 tarihinde karar verildi.