Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/14475 E. 2023/6697 K. 24.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14475
KARAR NO : 2023/6697
KARAR TARİHİ : 24.10.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/16 E., 2016/3 K.
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.01.2016 Tarihli ve 2015/16 Esas, 2016/3 Karar Sayılı Kararı ile;
1. Suça sürüklenen … hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, altıncı fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 32 nci maddesinin ikinci ve son fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,

2. Suça sürüklenen … hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin ikinci fıkrası, altıncı fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 32 nci maddesinin ikinci ve son fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına,
Karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Suça Sürüklenen Çocuk … Müdafiinin Temyiz İstemi
Suça sürüklenen çocuk …’in aşamalardaki tüm beyanlarında eylemi sürtünme şeklinde gerçekleştirdiğini kabul anlamına gelecek beyanlarında bulunduğuna, mağdurenin beyanlarının çelişkili olduğuna, Düzce Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın mağdur hakkında düzenlemiş olduğu raporda mağdurun anüsünde nebde saptandığı ve bunun anal yolla organ veya sair cisim sokulmak suretiyle meydana gelmiş olduğu saptanmış ise de atılı eylemin sanık tarafından gerçekleştiği belirsiz olduğuna, …’in eylemi birden fazla gerçekleştirdiğine dair delil bulunmadığına ve diğer hususlara ilişkindir.

B. Suça Sürüklenen Çocuk … Müdafiinin Temyiz İstemi
Suça sürüklenen çocuğun olayları tüm pişmanlığıyla ve samimi şekilde anlattığına, müşteki ifadesi dışında delil olmadığına, beraat etmesi gerektiğine, olayın birden fazla gerçekleştiğine dair delil bulunmadığına ve diğer hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Düzce İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 23.05.2014 tarihli suç ihbar yazısında Düzce Merkez Musababa Ortakokulu öğrencisi 5. Sınıf öğrencisi olan mağdur …’nın aynı okulda eğitim gören …, … ve … isimli çocuklar ile Endüstri Meslek Lisesi öğrencisi … tarafından cinsel istismara uğradığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunulması üzerine soruşturmanın başlatıldığı ve soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan mağdurun …, … ve … ile aynı okulda okumakta olduğunu, …’in ise Endüstri Meslek Lisesinde okuduğunu, mağdurun suça sürüklenen çocuklar ile aynı köyde oturduklarından dolayı tanıştığını, ifade gününden yaklaşık 1-1,5 sene önce …’in kendisini köyde bulunan ormanlık alana birden fazla kez götürüp cinsel organını sokmak suretiyle istismarda bulunduğunu, bunu 10-15 kere yaptığını, … ve …’in …’den bunu öğrendikleri için onların da kendisine mahallesindeki caminin şadırvanında istemediği halde zorla arka tarafımdan cinsel organlarını sokmak suretiyle cinsel istismarda bulunduklarını, onların da yaklaşık 5-6 defa farklı zamanlarda yaptıklarını, bunu yaparken kaygan olsun diye cinsel organlarına yağ döktüklerini beyan ettiği, sıvı yağı şişesinin halen suça ilişkin eylemlerin gerçekleştiği caminin tuvaletinde bulunduğunu belirtmesi üzerine olay yerinde yapılan inceleme sonucu tutulan 30.05.2014 tarihli kolluk tutanağına göre, “olay yerindeki kreç torbalarının üzerinde 1 adet ASSU ibaresi yazılı kapağı olmayan yarım litrelik pet şişe olduğu ve şişenin yatık vaziyette olduğu, şişe içerisinde renksiz az miktarda koyu sıvı olduğu görülerek pet şişenin delil poşetine konulduğu, şişenin dış kısmının yağlı ve kaygan olduğu, olay yerinde yapılan detaylı incelemede zeminde herhangi yağ, sıvı kalıntısı veya kan, meni gibi vücut akıntısı bulunamadığının tespit edildiğinin” belirtildiği, Düzce Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 11.12.2014 tarihli mağdur hakkındaki raporun sonuç kısmında; anüste saat 6 hizasında dıştan içe seyirli 1×0,1 çapta nebde saptandığı, eylemin anal yolla organ veya sair cisim sokulmak suretiyle meydana gelmiş olduğu, mağdurun kendisini beden ve ruh bakımından savunamayacak durumda olduğu, Düzce Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 14.05.2015 tarihli mağdur hakkındaki raporun sonuç kısmında mağdurda iddia edilen cinsel eylem ile ilgili olarak çocukta gelişmiş olan travma sonrası stres bozukluğu ile ilgili semptomların devam ettiği, ancak babanın tedavisini yaptırmadığı, ilaçlarını almadığı, kontrollere getirmediği tespit edildiğinden, çocuğun tedavisinin yaptırılması için hakkında sağlık tedbiri uygulanmasının gerektiği, travma sonrası stres bozukluğunun oluşmasında uğradığı bütün cinsel eylemlerin ayrı ayrı hepsinin etkisi bulunmakta olup hangi sanığın eyleminin ne düzeyde etkisinin olduğunu belirlemenin tıbben mümkün olmadığı, dolayısı ile suça sürüklenen çocukların gerçekleştirdikleri iddia edilen eylem nedeni ile çocuğun beden ve ruh sağlığının bozulduğu, hangi sanığın eyleminin ne düzeyde etkisinin olduğunu belirlemenin tıbben mümkün olmadığı kanaatinin bildirildiği, suça sürüklenen çocukların sürtünme şeklinde eylemde bulunduklarını kabul ettikleri anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmanın toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

2. Suça sürüklenen çocukların mağdure yönelik işledikleri çocuğun nitelikli cinsel istismarı eylemi ile ilgili olarak kovuşturma evresinde Düzce Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 11.12.2014 ve 14.05.2015 raporlarında olay nedeniyle mağdurun ruh sağlığının bozulduğunun bildirilmesi nedeniyle Mahkemece müsnet suçtan belirlenen temel ceza 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin altıncı fıkrası ile artırılmış ise de, suça sürüklenen çocuklar ile mağdur arasındaki yaş farkının azlığı, suça sürüklenen çocukların içinde bulunduğu sosyal ortam, eğitim düzeyi ve kişisel özellikleri gözetildiğinde cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı hal olmaksızın mağdura nitelikli cinsel istismarda bulunması sonucunda mağdurun ruh sağlığının bozulacağını öngöremeyeceği ve aynı Kanun’un 23 üncü maddesi gereğince ortaya çıkan bu ağır neticede taksir derecesinde dahi kusurunun bulunmaması sebebiyle cezasında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin altıncı fıkrası ile artırım yapılamayacağı bu durumun temel cezanın belirlenmesinde nazara alınabileceği gözetilmeden, yazılı şekilde anılan maddenin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 13.01.2016 tarihli ve 2015/16 Esas, 2016/3 Karar sayılı kararına yönelik suça sürüklenen çocuklar müdafilerinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.10.2023 tarihinde karar verildi.