Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/14354 E. 2023/1449 K. 16.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14354
KARAR NO : 2023/1449
KARAR TARİHİ : 16.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Reşit olmayanla cinsel ilişki
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun(5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 16.10.2015 tarihli ve 2015/2957 Esas numaralı iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.

2. … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.01.2016 tarihli ve 2015/232 Esas, 2016/29 Karar sayılı kararı ile sanıığın reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 104 üncü maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 15.07.2020 tarihli ve 14-2016/138939 sayılı bozma görüşlü Tebliğname ile Dairemize tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılanlar Vekilinin Temyiz İsteği Özetle; Kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

B. Sanık Müdafiinin Temyiz İsteği Özetle; Mağdurenin soruşturma aşamasında şikayetçi olmaması nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiğine, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanığın beraatine karar verilmesi istemine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
”Sanığın … ilçesinde … Parkı’ında belediye işçisi olarak çalıştığı, mağdurun ailesi ile birlikte parka geldiği bir gün tanıştıkları ve zamanla gönül ilişkisi yaşamaya başladıkları, mağdurun annesiyle tartışması nedeniyle 16.09.2015 tarihinde saat 01:30 sıralarında evden ayrılarak sanığın çalıştığı … Parkı’na gittiği ve mesaisinin bitimine kadar burada bekledikten sonra saat 05:00 sıralarında birlikte sanığın ikametine gittikleri, mağdurun aynı günün akşamına kadar bu evde kaldığı, sanıkla mağdurun rıza ile normal ve anal yoldan olmak üzere toplam üç kez cinsel ilişkiye girdikleri, bu süreçte mağdurun annesi katılan …’in sanığı arayıp kızını sormasına ve babası olan katılan …’in sanığın evine kadar gitmesine rağmen sanığın mağdurun yanında olmadığını söylediği, mağdurun ailesinin başvurusu üzerine kolluk tarafından sanığın telefonla arandığı ve mağdurun yanında olduğunun öğrenilmesi üzerine sanığın evinden alınarak ailesine teslim edildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar mağdur mahkememizde verdiği ifadede sanığın kendisini cinsel ilişkiye zorladığını iddia etmişse de, kollukta verdiği ifadede sanıkla kendi rızası ile üç kez cinsel ilişkiye girdiğini beyan etmesi, alınan adli muayene raporunda zor ve cebir kullanıldığına işaret edebilecek herhangi bir bulguya rastlanmaması, sanığın evine kadar gelen babasından veya sanığın annesinden yardım isteme yoluna gitmemesi, ailesiyle tartıştıktan sonra başka bir yere değil de sanığın yanına gitmesi ve aralarındaki duygusal bağ ile sanığın aksi ispatlanmayan savunması birlikte değerlendirildiğinde, mağdurun duruşmadaki ifadelerini aile ve çevre baskısı altında vermiş olabileceği de dikkate alınarak sanıkla yaşadıkları cinsel ilişkinin rıza ile gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Her ne kadar sanık savunmasında mağdur beyanının aksine cinsel ilişkinin sadece bir kez gerçekleştiğini iddia etmişse de, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı’ndan alınan 17.09.2015 tarihli raporda, mağdurun yapılan hymen muayenesinde taze yırtık olduğunun ve bu yırtıkların muayene tarihinden geriye dönük olarak 1-3 gün içinde gerçekleşmiş olabileceğinin, buna göre hymen bütünlüğünün bozulduğunun belirtildiği, yine aynı raporda anüste fissür ve laserasyona rastlandığının, bu bulguların geçirilmiş akut livata eylemi ile meydana gelmesinin mümkün olduğu yönünde görüş belirtildiği anlaşılmış, mağdurun aşamalarda istikrarlı olarak sanıkla üç kez cinsel ilişkiye girdikleri şeklindeki beyanı ile rapor içerikleri birlikte değerlendirildiğinde sanığın alacağı cezayı hafifletmeye yönelik beyanına itibar edilmemiş ve eylemini zincirleme olarak gerçekleştirdiği kabul edilmiştir.
Resmi kayıtlara göre mağdur olay tarihinde 15 yaşını doldurmamış ise de, mahkememizce yapılan fiziki gözlemde, 15 yaşın içinde olabileceği gibi 15 yaşını doldurmuş da olabileceği yönündeki tespite, mağdurun annesi olan katılan …’in sanığa attığı ve kızının 18 yaşında olduğunu söylediği “daha 18 yaşında ama bilmiyorum” şeklindeki mesaja, sanığın mağdurun 15 yaşından küçük olduğunu bilmediğine dair aksi her türlü şüpheden uzak bir şekilde ispatlanamayan savunmasına ve sanığın eğitim seviyesi, yaşadığı çevre ve kültür düzeyine göre, mağdurun 15 yaşından küçük olduğu konusunda TCK’nın 30.maddesi kapsamında kabul edilebilir bir hataya düştüğü anlaşılmış, mağdur vekili tarafından bu konuda tanık dinletilmek istenmiş ise de, soruşturmada ifadesine gerek duyulmayan, katılanlar tarafından bu aşamada tanık olarak gösterilmemesine rağmen esas hakkındaki mütalaa sunulduktan sonra dinletilmek istenen tanığın beyanının, özellikle sanık ile katılan … arasındaki mesajlaşma içerikleri karşısında esasa etkili olmayacağı kabul edilerek katılan … ile katılan vekilinin bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Sanığın mağdurun 15 yaşından küçük olduğu hususunda hataya düştüğü kabulü karşısında, her ne kadar hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kamu davası açılmış ise de, bu haliyle eyleminin bu suçu değil, TCK’nın 104/1 maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu ve takibi şikayete tabi olan bu suçla ilgili olarak mağdur ve katılanların şikayetçi olduğu anlaşılmakla, sanığın sabit olan eylemine uyan TCK’nın 104/1, 43/1 ve 62.maddeleri uyarınca cezalandırılmasında karar verilmiştir…” Şeklindedir.

IV. GEREKÇE
1. Katılan mağdurenin beyanları, savunma ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır. Mağdurenin soruşturma evresinde on beş yaşından küçük olması nedeniyle annesi katılan …’in şikayet beyanına üstünlük tanınarak sanık müdafiinin bu yöndeki temyiz isteği yerinde görülmemiştir.

2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılanlar vekili ile sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

3. Mağdurenin annesinin 27.01.2001 tarihinde doğum yaptığına ilişkin resmi belgenin mevcut olması karşısında Tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 25.01.2016 tarihli ve 2015/232 Esas, 2016/29 Karar sayılı kararında katılanlar vekili ile sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden

katılanlar vekili ile sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.03.2023 tarihinde karar verildi.