Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/14265 E. 2023/1764 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14265
KARAR NO : 2023/1764
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sanık hakkında İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.02.2016 tarihli ve 2015/132 Esas, 2016/94 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 31.12.2014 tarihli ve 13.01.2015 tarihli cinsel taciz suçlarından,

ayrı ayrı iki defa 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02.07.2020 tarih, 14-2016/130626 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Mağdurenin kolluk beyanında şahsa tam bakmadığını ve bakmak istemediğini, görse de tanıyamayacağını beyanla fiili işleyen şahsı görmediğini beyan etmesine rağmen teşhiste ise şahsın kendisini sürekli takip ettiğinden yüzünü iyi hatırladığını, şahsı tanıdığını ve emin olduğunu beyan ederek çelişkiye düştüğüne, teşhis işleminin usule ve hukuka uygun olmadığına, aradan dört ay geçtikten ve mağdurenin, sosyal iletişim araçlarını aktif olarak kullanan sanığın fotoğraflarını buradan görmüş olabileceğinden teşhis işleminin delil olarak kullanılamayacağına, 31.12.2014 tarihli eylemle ilgili hiçbir delil bulunmadığına ve tanık ….’nin gün boyu sanıkla birlikte olduğunu beyan ettiğine, gerekçenin soyut ve varsayıma dayalı olduğuna, dinlenen diğer tanıkların sadece aracın siyah bir araç olduğunu beyan edip görgüye dayalı bilgilerinin olmadığına, sanığın işlediği bir suçun bu dosyaya delil olmayacağına, her türlü şüpheden uzak kesin inandırıcı delil bulunmadığına, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mağdurenin 13.01.2015 günü yaya olarak okuldan eve giderken otobüs durağına yaklaştığında *** plakalı beyaz renkli doblo aracın yaklaşarak kornaya basıp camı açtığı ve içindeki şahsın “Tam ellenecek kızsın, sen tam si….cek bir kızsın” dediği, mağdurenin hızla uzaklaştığı, şahsın mağdureye yaklaşarak tekrar aynı şeyleri söylediği, mağdurenin bağırarak tepki vermesi üzerine sanığın oradan uzaklaştığı, sanık araç içerisinde olduğundan mağdurenin tam tespit edemediğini, tam bakamadığını, bakmak istemediğini yüzünü çevirdiğini, yine daha önce 31.12.2014 günü okuldan çıkıp eve giderken aynı plakalı aracın camı açarak “Of ne güzel g..t tam si….cek kız” dediğini, telefonla annesine arayacağı sırada şahsın uzaklaştığını beyan ettiği, savunma tanığı …’nin 31.12.2014 günü sanıkla tüm gün birlikte olduklarını beyan ettiği, diğer tanıklar … ile …’nin 13.01.2015 günü mağdurenin kaldırımda yürüdüğü esnada beyaz bir ticari aracın kızın yanına yavaş yavaş geldiğini ve kızın çığlık attığını, telefonla bir yeri aramaya başladığını, aracın hızla uzaklaştığını gördüklerini beyan ettikleri, sanığın aracın kendisine ait olduğunu ve kendisinden başka aracı kimsenin kullanmadığını, atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, iddianamenin düzenlenmesinden sonra 18.02.2015 tarihinde teşhis işleminin yapıldığı ve mağdurenin sanığı teşhis ettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1. 13.01.2015 tarihli olayla ilgili olarak; mağdurenin aşamalardaki istikrarlı beyanları, aracın plakasını alıp annesine olayı anlattıktan sonra şikayette bulunmaları, aracın sanığa ait olduğunun tespit edilmesi, sanığın aracın kendisine ait olduğunu ve aracı kendisinden başkasının kullanmadığını beyan etmesi, tanıklar … ile …’nin olay günü mağdurenin kaldırımda yürüdüğü esnada beyaz bir ticari aracın mağdurenin yanına yavaş yavaş yaklaştığını ve kızın çığlık attığını, telefonla bir yeri aramaya başlaması üzerine aracın hızla uzaklaştığını beyan etmeleri ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın üzerine atılı suçu işlediği hususunda şüphe bulunmadığı anlaşılmış olup bu nedenle mahkeme hükmünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. 31.12.2014 tarihli olayla ilgili olarak; olayın intikal şekli ve zamanı, başkaca delillerle desteklenmeyen mağdure beyanı, tanık anlatımları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi nedeniyle mahkeme hükmü hukuka aykırı bulunmuştur.

3. Yukarıda açıklanan nedenlerle Tebliğnamedeki onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir

V. KARAR
A. Sanık Hakkında 13.01.2015 Tarihli Eylemle İlgili Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün 1 inci kısmında açıklanan nedenlerle İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.02.2016 tarihli ve 2015/132 Esas, 2016/94 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Sanık Hakkında 31.12.2014 Tarihli Eylemle İlgili Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçe bölümünün 2 inci kısmında açıklanan nedenle İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.02.2016 tarihli ve 2015/132 Esas, 2016/94 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

28.03.2023 tarihinde karar verildi.