YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12565
KARAR NO : 2023/1696
KARAR TARİHİ : 27.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Cinsel taciz, kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, ceza verilmesine yer olmadığı
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.05.2016 tarihli ve 2016/559 Esas, 2016/757 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 inci maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrasının (d) bendi, 43 üncü maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 18.000 TL adli para cezasına, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 06.03.2020 tarih, 14-2016/262118 sayılı kısmen onama, kısmen bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz İstemi
Yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın hatalı olduğunu, sanık lehine bozulması gerektiğini, bilirkişi raporunda da cinsel tacizle ilgili bir söz olmadığına, kararın bozulmasına yöneliktir.
B. Katılan Vekilinin Temyiz İstemi
Ceza verilmesine yer olmadığı kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sanığın hem katılanın kapısına CD bırakması hem de sürekli araması ve bu aramaları sırasında konuşmadan beklemesinin 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesindeki suçu oluşturduğuna ve kararın bozulmasına yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanık ile katılanın amca çocukları olduğu, gençlik yıllarında sanığın, katılanda gönlü bulunduğu, ancak ikisinin de başka şahıslarla evlendikleri, 2007 yılında katılanın kocasının ölümünden sonra sanığın değişik zamanlarda ve çok defa katılanı telefonla arayarak ve mesajlar göndererek “Eşimden ayrılacağım, seninle evleneceğim, seni seviyorum vb” şeklinde sözler sarfederek tacizde bulunduğu, bu durumun yaklaşık sekiz yıl devam ettiği, sanıkla olan akrabalık bağı sebebiyle katılanın uzunca bir süre sanıktan şikayetçi olmadığı, sanığın aramalarına bazen katılanın ev halkı olan yakın akrabalarının çıktığı, sanığın katılanı taciz edici mahiyetteki sözlerini bunlara dahi söylediği, süreçte katılanın telefonlarını değiştirdiği ancak sanığın katılanın yeni telefon numaralarını öğrenerek benzer taciz içeren davranışlarına devam ettiği, yine sanığın süreç içerisinde katılanın evinin ve hane halkının görüntülerini içeren ve bizzat kendisinin seslendirdiği aşk şarkılarının kayıt olunduğu CD leri katılana gönderdiği, sanığın bu eylemlerinin de cinsel taciz mahiyetinde bulunduğu, yine en son 18.10.2015 günü “Aşkım neredesin, seni seviyorum, kalbim seninle canım, aşkım seviyorum, seni seviyorum, neredesin bitanem, karımdan boşanacağım, seni alacağım, seninle evleneceğim, sensiz yaşayamıyorum” şeklinde sözlerle arayarak ve mesajla cinsel tacizde bulunduğu, katılana karşı çok uzun bir zaman sürecini kapsayan zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu işlediği anlaşılmış ve mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
2. Sanık hakkında katılanın huzur ve sükununu bozduğundan bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın eylemi bütünü ile katılana karşı zincirleme cinsel taciz suçunu oluşturmakta olup sanığın huzur ve sükununu bozma özel kastı bulunmadığından ve sanık cinsel taciz suçundan cezalandırılmış olduğundan sanığa ayrıca bu suçtan ceza verilmesine yer olmadığına yönelik karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Cinsel Taciz Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
B. Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Sanığın değişik zamanlarda ve çok defa katılanı telefonla araması ve mesaj göndermesi dışında süreç içerisinde katılanın evinin ve hane halkının görüntülerini içeren ve bizzat kendisinin seslendirdiği aşk şarkılarının kayıt olunduğu CD leri katılana göndermesi eylemlerinin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
A. Cinsel Taciz Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.05.2016 tarihli ve 2016/559 Esas, 2016/757 Karar sayılı kararına sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafii temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.05.2016 tarihli ve 2016/559 Esas, 2016/757 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye farklı gerekçe ile uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
27.03.2023 tarihinde karar verildi.