Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/12475 E. 2023/2118 K. 10.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12475
KARAR NO : 2023/2118
KARAR TARİHİ : 10.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel taciz, kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Ankara 19 Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2015/826 Esas, 2016/83 Karar sayılı kararı ile;
a)Sanık hakkında katılan mağdure …’a yönelik cinsel taciz suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 105 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
b)Sanık hakkında katılan …’a yönelik kasten yaralama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 86 ıncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 24.02.2020 tarih, 3-2016/166556 sayılı onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri; kararların usul ve yasaya aykırı olduğuna ve sair hususlara ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mahkemece “İddia, savunma, tanık anlatımları, şikayetçi … ***’un iddiasını doğrular mahiyetteki rapor içeriği, olay tutanağı ile toplanan tüm delillerden, katılan …’ın sanığın kızıyla aynı sınıfta okudukları, yargılamaya konu olaydan bir gün önce sanığın beyaz renkli otomobiliyle katılanı takip edip ertesi gün katılanı …’ın bakkala gittiği sırada sanığın beyaz aracıyla katılan …’ın önüne kesip arabaya bin deyip arkasından binmezsen senin için kötü olur şeklindeki beyanı üzerine katılanın bağırıp o sırada yakındaki evde balkondaki katılan …’ın durumu görüp kardeşinin bağırması üzerine aşağı inip şöför mahallindeki sanığın yakasına yapıştığı ancak sanığın aracı hareket ettirmesi üzerine katılan …’ın raporda açıkca belirtilen şekilde sol diz ve bacağından yaralandığı sanığın bu eylemiyle katılan …’ı basit şekilde yaraladığı katılan …’a yönelik hareketlerinin ise sözlü taciz suçunu oluşturduğu anlaşılmakla sanığın katılan …’a yönelik cinsel taciz ve katılan …’a yönelik kasten yaralama suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına, tevilli anlatımı dikkate alınarak verilecek cezaların asgari hadden tayini gerektiği kanaatine varılmış olmakla..” şeklindeki gerekçeyle hüküm kurulmuştur.

IV. GEREKÇE
1.Sanık hakkında cinsel taciz suçundan kurulan hüküm açısından; katılan mağdurenin aşamalardaki samimi anlatımları, tanık beyanlarına göre; sanığın iki gün üst üste mağdureyi araçla takip etmesi şeklindeki eylemin bir bütün halinde 5237 sayılı Kanun’un 123 üncü maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek cinsel taciz suçundan mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.
2.Sanığın işlediği kasten yaralama suçunun üst sınırının iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektirmesi ve mahkemece mahkumiyet hükmü kurulmasının ardından 17.10.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesindeki basit yargılama usulüne dair kanuni düzenlemeden sonra 7188 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine yönelik olarak 19.08.2020 günlü, 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarih ve 2020/16 Esas-2020/33 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 7188 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kovuşturma evresine geçilmiş” ibaresinin, aynı bentte yer alan “basit yargılama usulü” yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmesi karşısında, anılan karara istinaden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırılık bulunmuştur.
3.Yukarıda belirtilen nedenlerle onama talep eden Tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçenin (1) ve (2) numaralı bölümlerinde açıklanan nedenlerle Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.02.2016 tarihli ve 2015/826 Esas, 2016/83 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
10.04.2023 tarihinde karar verildi.