Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/12452 E. 2023/1745 K. 28.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12452
KARAR NO : 2023/1745
KARAR TARİHİ : 28.03.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2015 tarihli ve 2015/282 Esas, 2015/262 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin ikinci fıkrasının tatbiki suretiyle ceza verilmesine yer olmadığına, 5395 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi delaletiyle 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a ve d) bentleri gereğince bu maddede gösterilen danışmanlık ve sağlık tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 26.02.2020 tarihli ve 14-2016/70171 sayılı dava hakkında yeni bir rapor alınmadan eksik araştırma ile hüküm kurulması gerekçesiyle bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan mağdur vekilinin temyiz istemi, suça sürüklenen çocuk hakkında cezai yaptırıma hükmedilmemesinin mağdurun büyük hak kayıplarına sebebiyet vereceğine, verilen kararın bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Mağdurun olay tarihinde evinin yakınında bulunan parkın yanındaki çöp bidonuna çöp atmak için evden çıktığı, parka geldiğinde suça sürüklenen çocuk ile karşılaştığı, suça sürüklenen çocuğun mağduru alarak parkın içine çektiği ve parkta mağdurun arkasına geçerek cinsel istismarda bulunduğu, çevredekilerin durumu fark etmesi üzerine durumun polise bildirildiği ve suça sürüklenen çocuğun yakalandığı, olayı gören tanığın anlatımına göre, mağdur ile suça sürüklenen çocuğun parkta bulunduğu, mağdurun ön tarafta, suça sürüklenen çocuğun da arkada olmak üzere yapışık oldukları, suça sürüklenen çocuğun ileri geri gidip gelerek hareket ettiği, kendisini görmeleri üzerine suça sürüklenen çocuğun mağduru bıraktığı, mağdur anlatımının da benzer olduğu, suça sürüklenen çocuğun savunmasında, mağdurun başka çocuklar tarafından kovalandığı, mağdurun kaçarken kendisine çarpıp üstüste düştüklerini, bunu yanlış anladıklarını ifade ettiği iddia edilen olayda, suça sürüklenen çocuk hakkında soruşturma aşamasında yapılan araştırmada ve alınan raporda müsnet suçun müdafaa ve münakaşasını yapamadığı cihetle 06.05.2015 suç tarihinde işlediği iddia edilen “Cinsel Taciz” suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmemiş olduğunun tespit edilmesi karşısında 5237 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin ikinci fıkrasının tatbiki suretiyle sanığa ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Olay tarihinde on iki – on beş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35 inci maddesi uyarınca sosyal inceleme raporunun aldırılması gerektiği, söz konusu Kanun’un uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmeliğin 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında bu hususa yer verilip, bu kapsamda yönetmeliğin 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasında suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığını takdir yetkisinin münhasıran mahkemeye ait olup, 20 nci maddesinin dördüncü fıkrasında ise hakimin bu konuda tam kanaat sahibi olamadığı durumlarda adli tıp uzmanından görüş alınmasının zorunlu olduğunun belirtilmesi karşısında, buna uygun şekilde değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden Mersin Adli Tıp Şube Müdürlüğünün suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlediği 11.05.2015 tarihli yetersiz rapora dayanılarak hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 20.10.2015 tarihli ve 2015/282 Esas, 2015/262 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdur vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

28.03.2023 tarihinde karar verildi.