Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/12315 E. 2023/1360 K. 14.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12315
KARAR NO : 2023/1360
KARAR TARİHİ : 14.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Cinsel saldırı
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1-Trabzon 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.01.2016 tarihli ve 2015/935 Esas, 2016/63 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında cinsel saldırı suçundan, yeterli delil elde edilemediğinden bahisle beraat kararı verilmiştir.

2- Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 20.02.2020 tarihli ve 3-2016/203293 sayılı, mahkumiyet yönünde bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Vekilinin Temyiz İsteği
Sanığın tevilli ikrarıyla atılı suçu işlediği sabit olduğu halde beraat kararı verilmesine ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlere yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihinde sanıkla katılanın aynı apartmanda oturdukları, apartman içerisinde bulunan asansörde katılan ile sanığın karşılaşıp, asansörün hareket etmesinden sonra sanığın katılana ”Hiç görüşemiyoruz, nasılsın, ne yapıyorsun, üşüdünmü, hiç konuşamıyoruz, muhabbet edemiyoruz” şeklinde sözler sarf edip sağ eli ile katılanın yüzüne dokunduğu ve katılanın bu durumdan rahatsız olup, asansörün düğmelerine basıp inmeye çalıştığı ancak sanığın eli ile sus işareti yaparak ”İnme, poşetlerini bırakıp geleyim, sohbet edip konuşalım” şeklinde sözler sarf ettiği ve korkan katılanın hızlı bir şekilde asansörden inerek ikametgahına girdiği, ailesine durumu haber verdikten sonra sanık ve ailesi ile katılanın ailesi arasında tartışma yaşandığı iddiasıyla kamu davası açılmıştır.

2. Olay günü katılan ile sanığın apartman girişinde karşılaştıkları ve aralarında yaşanan kısa bir sohbetten sonra birlikte asansöre bindikleri, asansörde sanığın katılana “Üşüdünmü” diye sormasından sonra arkasından da bir elinin tersi ile katılanın yüzüne dokunduğunun sanık ve katılan beyanı ile sabit olduğu, katılanın sanığın ” bekle geliyorum” dediğini iddia etmiş ise de, bu iddia başka bir delille desteklenemediğinden sabit kabul edilmediği, bu olaydan sonra katılanın durumu ailesine anlattığı, taraflar arasında basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanma meydana geldiği, sanık savunması, taraf beyanları, olayın gelişimi değerlendirildiğinde sanığın katılanın yüzüne dokunması dışındaki diğer iddiaların soyut iddia boyutunda kaldığı, sanığın taciz kastının olması halinde katılanın başka yerlerine dokunmasının da mümkün bulunduğu gibi eylemini devam ettirmesi de mümkünken sadece elinin tersiyle yüzüne dokunmasının niteliğinin tereddüte neden olduğu, eylemin cinsel saldırı boyutuna varmadığı ya da sanığın bu kasıtla hareket etmediği sonucuna varıldığından sanığın atılı suçtan beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE
1. Mahkemenin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı anlaşılmakla yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, atılı suçu işlediğine dair mahkumiyete yeter, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi nedeniyle beraat hükmü kurulurken uygulama maddesi gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 230 uncu maddesinin ikinci fıkrasına muhalefet edilmesi, hukuka aykırı görülmüştür.

2. Onama gerekçesi doğrultusunda Tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Trabzon 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.01.2016 tarihli ve 2015/935 Esas, 2016/63 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322 nci maddesinin verdiği yetkiye istinaden düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında kurulan hükümde yer alan “BERAATİNE…” ibaresinin çıkarılarak yerine “…5271 sayılı Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının e bendi uyarınca BERAATİNE…” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.03.2023 tarihinde karar verildi.