Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/11030 E. 2023/287 K. 23.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11030
KARAR NO : 2023/287
KARAR TARİHİ : 23.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI :

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/1152 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
2. Nazilli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.05.2013 tarihli ve 2012/331 Esas, 2013/297 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı suçundan,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile altıncı fıkrası uyarınca ceza miktarları yönünden bu suçtan delilleri takdir ve değerlendirme görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
3. Nazilli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.05.2015 tarihli ve 2013/101 Esas, 2015/98 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi delaletiyle aynı maddenin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
4. İlgili dosyanın Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesine aktarılarak 2013/272 Esas, 2013/391 Karar numarası aldığı anlaşılmıştır.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz istemi, sanığın suçu işlediğine dair mağdur beyanı dışında delil bulunmamasına, olayın kalabalık yolda sanık ile şikayetçinin çarpışmasından ibaret olmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay tarihinde, ikamet ettiği yurda doğru gitmek üzere, yolda yürüyen on yedi yaşındaki şikayetçinin karşısına geçen sanığın şikayetçiye cinsel amaçla “s*rim seni” demesi, yürümeye devam eden şikayetçinin arkasından yaklaşarak kalçasına dokunması şeklinde gerçekleştiği kabul edilen olayda, şikayetçinin olaydan bir gün sonra yapılan teşhiste sanığı kesin ve net olarak teşhis etmesi, sanığın olay yerinde olduğunu kabul edip şikayetçiye yoldan geçerken yanlışlıkla dokunduğu savunması hususları birlikte değerlendirilerek, şikayetçinin aşamalardaki uyumlu ve çelişkisiz beyanlarının sanığın açıklanan tevil yollu ikrarı ile desteklendiği belirtilerek sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.
2. Mahkemece, 5237 sayılı Kanun’da 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik nedeniyle sanığın eylemi bakımından lehe aleyhe yasa değerlendirmesi olaya uygulanarak yapılmış, bu kapsamda 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi delaletiyle aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi ve 62 inci maddesi uyarınca sanığın 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması gerektiği belirtilmiş iken, 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi sanığın eylemine uyan 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi delaletiyle aynı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 62 inci maddesi uyarınca sanığın 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması gerektiği ifade edilmiş, sonuç itibariyle 6545 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi haliyle sonraki hali arasında 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının uygulanması açısından bir farklılık bulunmadığı anlaşılmakla suç tarihindeki Kanunun uygulanmasının sanık lehine olduğuna karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanığın sinkaflı sözler söylediği şikayetçinin kalçasına dokunma şeklindeki eyleminin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesinden dolayı sarkıntılık düzeyinde kaldığı ve mahkemece sanık hakkında temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi sebebiyle nihai ceza miktarının değişmediği, bu nedenle 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesinde yapılan değişikliğinin lehe veya aleyhe sonuç doğurmayacağı da gözetilerek sanık hakkında kurulan hükme yönelik temyiz sebeplerinin incelenmesinde; şikayetçinin aşamalarda birbiriyle uyumlu samimi beyanları, olaydan hemen sonra gerçekleşen intikalin şekli ve zamanı ile sanığın kaçamak ikrar olarak kabul edilen savunmaları nedeniyle şikayetçinin beyanlarına itibar edilerek tesis edilen hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.05.2015 tarihli ve 2013/272 Esas, 2015/391 Karar sayılı kararında, sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.01.2023 tarihinde karar verildi.