YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10816
KARAR NO : 2023/3490
KARAR TARİHİ : 24.05.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/339 E. 2015/126 K.
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
… vekilinin kanun yolu aşamasında davaya katılma iradesinde bulunduğu ve hükmü temyiz ettiği görülmekle; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin
süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.05.2015 tarihli, 2014/339 Esas, 2015/126 Karar sayılı kararı ile, sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan …’nin Temyiz İstemi
Yerel mahkeme kararı usul ve kanuna aykırı olduğundan bozulması gerektiğine ilişkindir.
B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Doktor raporlarının atılı suçu oluşturduğunu gösterdiğine, mağdurenin yaşamadığı bir olayı aynı şekilde birden fazla kez anlatmasının mümkün olmadığına, mağdurenin yaşı itibarıyla yalan söyleyemeyeceğine tanıkların da olayı doğruladığına, beraat hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerektiğine ilişkindir.
C. Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Temyiz aşamasında katılmalarına karar verilmesi ve sanığın atılı suçtan en üst hadden cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Sanık hakkında, öz kızı olan mağdure Melike’ye yönelik olarak çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediğinden bahisle dava açılmış ise de;
Sanığın özetle “.. Azeri uyruklu olan katılan … ile yaklaşık 4 yıl süren bir evliliklerinin olduğunu, bu evlilikleri boyunca yaklaşık 2 yıl cinsel birlikteliklerinin olmadığını, bu süre içerisinde eşinin bir kişi ile cinsel beraberlik yaşadığını öğrendiğini, bunları bilmesine rağmen çocuğundan ayrı kalmamak için buna katlandığını, eşinin boşanma davası açması için sürekli olarak kendisini tahrik ettiğini, 2012 yılı Mayıs ayı içinde boşandıklarını, çocuklarının velayetinin annesine verildiğini, eşinin çocuğuyla kendisini 2 ay görüştürmediğini, daha sonra 15 günde bir çocuğunu alıp parka ve aile yakınlarının yanına götürdüğünü ve bu şekilde çocuğuyla görüştüğünü, iddia edildiği gibi öz kızına cinsel istismarda bulunmadığını, bayan iç çamaşırları giydiği iddiasının doğru olmadığını, eşiyle cinsel beraberliği olmadığından dolayı bu duygusunu gidermek için mastürbasyon yaptığını ancak bunu da çocuğunun gözü önünde ya da aleni olarak yapmadığını, çocuğunu kucağına aldığında çocuğunun saçlarıyla ve kollarındaki kıllarla oynadığını, bunları cinsel amaçla yapmadığını, boşandıktan yaklaşık 4 ay kadar sonra eşi ve yakınlarının 2012 yılı Ağustos ayı içerisinde kendisinin evine gelip barışma teklifinde bulunduklarını,buna bütün köy halkının şahit olduğunu, kendisi sapık idiyse katılanın kendisiyle tekrar niçin barışmak isteyebileceğini, bunun iddiaların doğru olmadığını gösterdiğini, annesi tarafından çocuğuna ne söylemesi gerektiğinin öğretildiğini düşündüğünü, suçlamaları kesinlikle kabul etmediğini…” savunduğu, mağdure Melike’nin bütün aşamalarda beyanına “..benim baba benim kutuma
sürttü, yuvarlak yuvarlak kutusu vardı, kutum acıdı…” diye başlamasının ve katılan … ile onun ikinci eşi, anne ve kardeşleri olan tanıkların oluşa ilişkin anlatımlarının mağdurenin anlatımına başka şekliyle bire bir örtüşmesinin dikkat çekici olduğu ve bu beyanların mağdureye öğretilmiş olduğu şüphesini doğurduğu, eşiyle aralarındaki cinsel soğukluktan dolayı mastürbasyon yaptığını kendisi de kabul eden sanığın bunu çocuğunun bulunduğu ortamda ve cinsel istismar düşüncesiyle yaptığına ilişkin katılan …’nin soyut iddiasından başka hiç bir delil bulunmadığı, katılan …’nin bu yöndeki iddialarının ikinci eşi, annesi ve kardeşleri olan tanıklarca da doğrulanmadığı, sonuç olarak mahkemece sanığın atılı suçtan mahkumiyetine yeterli, somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı vicdani kanısına varılmış ve beraatine dair hüküm kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı bulunan …’na yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Katılan … Ve Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemleri Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla, hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle, Bakanlık vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca oy birliğiyle REDDİNE,
B.Katılan … Ve Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemleri Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle, Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.05.2015 tarihli, 2014/339 Esas, 2015/126 Karar sayılı kararında katılan … ve katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka
aykırılık görülmediğinden katılan … ve katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.05.2023 tarihinde karar verildi.