YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10692
KARAR NO : 2023/622
KARAR TARİHİ : 14.02.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı (Suça sürüklenen çocuk …), çocuğun cinsel istismarı (Sanık …); kişiyi hürriyetinden yoksun kılma (Sanık … hakkında iki, suça sürüklenen çocuklar ile sanık … haklarında birer kez)
HÜKÜMLER : Sanıklar ile suça sürüklenen çocuk …’un atılı suçlardan beraatlerine, suça sürüklenen çocuk …’ın sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetine
Suça sürüklenen çocuk … hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin on ikinci fıkrasına göre itiraz yoluna tabi olduğu anlaşılmıştır.
Anılan karar haricindeki suça sürüklenen çocuklar ile sanıklar haklarında kurulan diğer hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKİ SÜREÇ
1. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.09.2015 tarihli ve 2012/40 Esas, 2015/174 Karar sayılı kararı ile;
Sanık … hakkında çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, sanık … ile suça sürüklenen çocuk … haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan atılı eylemleri işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatlerine ve suça sürüklenen çocuk … hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca neticeten hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (f) bendi, beşinci fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca neticeten 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 18.07.2019 tarihli ve 14-2015/384438 sayılı iade, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II.TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İstemi
Sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar haklarında verilen hükümlerin usul ve kanuna aykırı olduğuna, sanıklar haklarında iddianamedeki sevk maddeleri doğrultusunda mahkumiyet hükümleri kurulması gerektiğine ilişkindir.
B. O Yer Cumhuriyet Savcısının Temyiz İstemi
Suça sürüklenen çocuk … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün hukuka aykırı olduğunu, mahkemece mağdurun yaşında yanılan suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.
C. Katılan Bakanlık Vekilinin Temyiz İstemi
Sanıklar ve suça sürüklenen çocuklar haklarında verilen beraat kararlarının usul ve kanuna aykırı olduğuna, haklarında iddianamedeki sevk maddeleri doğrultusunda mahkûmiyet hükümleri kurulması gerektiğine ilişkindir.
D. Suça Sürüklenen Çocuk … Müdafiinin Temyiz İstemi
Suça sürüklenen çocuğun mağdura karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğine dair dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığına bu nedenle suça sürüklenen çocuğun müsnet suçtan delil yetersizliğinden beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Yapılan yargılama sonucunda; dava konusu olayın;
1. Suça sürüklenen çocuk … yönünden; “Suça sürüklenen çocuk … ile sanık … ve suça sürüklenen çocuk …’un aynı konutta oturdukları, sanık … Kaan’ın kalmış olduğu Bakanlık yurdundan kaçan mağdure …’yi 20.11.2011 tarihinde bu konuta getirdiği, dört gün mağdurenin konutta kaldığı, evde bulunan … Kaan ve … ‘un mağdure ile suça sürüklenen …’ı konutta bırakarak evden ayrıldıkları esnada mağdure ve …’ın önce iskambil kağıdı oynadıkları, oyun esnasında suça sürüklenen çocuk …’ın mağdureye cinsel ilişki teklifinde bulunduğu, bu esnada bulundukları odanın pencere perdelerinin açık olduğu, mağdurenin ilişkiyi kabul etmediği, evden ayrıldığı, bu olay öncesinde yine suça sürüklenen çocuk …’ın mağdureyi cinsel kasıt altında kendi yatağına alarak birlikte yattıkları, konutta bulunan suça sürüklenen çocuk … ve sanık …’ın evden gitmesinden sonra suça sürüklenen çocuk …’ın mağdure ile konutta başbaşa kaldıkları esnada mağdureye cinsel ilişki teklifinde bulunduğu, mağdurenin bunu kabul etmediği, mağdurenin kabul etmemesine rağmen …’ın mağdureyi konuttan gitmesine izin vermediği, evin perdelerini kapatarak mağdure ile cinsel ilişki kurmak kastıyla onu hürriyetinden yoksun kıldığı,” şeklinde gerçekleştiği mahkemece kabul edilmiş ve yine mahkemece “Mağdurenin suça sürüklenen çocuk … ile önce iskambil kağıdı oynadığı, oyun esnasında …’ın mağdureye cinsel ilişki teklifinde bulunduğu, mağdurenin bunu kabul etmediği, suça sürüklenen çocuğun mağdureyi kendi ikrarında beyan ettiği üzere kendi yatağına aldığı, mağdureyi dövdüğüne dair veya pantolonunu zorla çıkarttığına dair mağdurenin soyut beyanı dışında delil bulunmadığı, hatta mağdurenin suça sürüklenen çocuğun kendisine bir tehditte bulunduğu esnada evin pencerelerinin açık olduğu, güvenlik görevlisinin içeriyi gördüğü, sanığın perdeleri kapatmak için ayağa kalktığı esnada evden kaçtığı hususunda soruşturma aşamasındaki ifadesinden dönerek beyanda bulunduğu, cinsel istismar suçu bakımından eylemin sarkıntılık düzeyinde kalıp suça sürüklenen çocuk hakkında lehine olan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5237 sayılı Kanunun 103/1-2.cümle maddesi uyarınca ceza tayin edildiği ve suça sürüklenen çocukça atılı eylemlerin cebir ve tehdit kullanılarak işlenildiği” gerekçesine binaen suça sürüklenen çocuk … hakkında yukarıdaki “HUKUKİ SÜREÇ” bölümünün (A) ibareli alt başlığında belirtildiği şekilde müsnet suçlardan hükümler kurulduğu anlaşılmıştır.
2. Sanık … yönünden; “Mağdure …’nin yurda yerleştirildikten sonra sanık … ile tanıştığı, tanıştıktan bir gün sonra …’nin çalıştığı dönerci dükkanına gittiği, zaman zaman da …’yi ziyaret ettiği, 02.12.2011 günü mağdure arkadaşı olan Engin’in yanına gitmek için kaldığı yurttan izinsiz ayrıldığı, …’nin işyerine gittiği, …’ye Engin’in yanına gideceğini söylediği, …’nin de mağdureye “Şimdi yorgunsun eve gidelim, ben maaşımı alır seni yolcu ederim” teklifinde bulunduğu, …’nin Doğu Garajındaki 5-6 katlı binanın 2. katına mağdureyi götürdüğü, mağdure ile …’nin evde ayrı odalarda yattığı, eve …’nin diğer bir arkadaşı …’nun geldiği, O’nun da ayrı odada yattığı, mağdurenin bu evde 2 gün kaldıktan sonra kendiliğinden evde ayrıldığı,” şeklinde gerçekleştiği mahkemece kabul edilmiş ve yine mahkemece “Mağdurenin evde kaldığı süre içerisinde sanık …’nin kendisine yönelik işlendiğini iddia ettiği elinde bir pamukla ağzını kapattığı ve “Seni seviyorum, senden hoşlanıyorum, ya gönlünde benim olacaksın ya da zorla olacaksın” şeklindeki cinsel istismar suçunun mağdurenin soyut beyanı dışında başkaca bir delil bulunmadığından sübut bulmadığı, mağdurenin suç tarihinde 01.11.1995 doğumlu olup 15 yaşını doldurduğu, TCK’nun 26/1, 26/2. maddeleri gereğince kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir katılıma ilişkin olmak üzere açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen hürriyeti tahdit suçundan dolayı sanığa ceza verilemeyeceği” gerekçesine binaen sanığın çocuğun cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından beraatine karar verilmiştir.
3. Sanık … yönünden; “Sanık …’ın suça sürüklenen çocuklar … ve … ile birlikte aynı konutta kaldıkları, Sanık …’ın 20.11.2011 de mağdure … ile tanıştığı, mağdurenin sanığa Bakanlık yurdundan yaşının dolması nedeniyle ayrıldığını söylediği, bir müddet sonra kız arkadaşıyla kalacağını bu süre zarfında geçici olarak sanığın konutunda kalıp kalamayacağını sorduğu, sanık …’ın da bunu kabul ettiği ve mağdureyi kimsesi olmadığı için konuta getirdiği ve kalmasına müsaade ettiği” şeklinde gerçekleştiği mahkemece kabul edilmiş ve yine mahkemece “Mağdurenin suç tarihinde 01.11.1995 doğumlu olup on beş yaşını doldurduğu, 5237 sayılı Kanunun 26/1, 26/2. maddeleri gereğince kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir katılıma ilişkin olmak üzere açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen hürriyeti tahdit eyleminden dolayı sanığa ceza verilemeyeceği,” gerekçesine binaen sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar verilmiştir.
4. Suça sürüklenen çocuk … yönünden; “Suça sürüklenen çocuk …’un sanık … ve suça sürüklenen çocuk … ile birlikte aynı konutta kaldıkları, …’ın mağdure ile tanıştığı, mağdurenin …’a Bakanlık yurdundan yaşının dolması nedeniyle ayrıldığını söylediği, bir müddet sonra kız arkada rtşıyla kalacağını bu süre zarfında geçici olarak sanığın konutunda kalıp kalamayacağını sorduğu, …’ın da bunu kabul ettiği ve mağdureyi kimsesi olmadığı için arkadaşları olan … ve …’la birlikte kaldığı konuta getirdiği ve kalmasına müsaade ettiği” şeklinde gerçekleştiği kabul edilmiş ve yapılan yargılama sonucunda yine mahkemece “Mağdurenin suç tarihinde 01.11.1995 doğumlu olup on beş yaşını doldurduğu, 5237 sayılı Kanunun 26/1, 26/2. maddeleri gereğince kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir katılıma ilişkin olmak üzere açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen hürriyeti tahdit eyleminden dolayı sanığa ceza verilemeyeceği,” gerekçesine binaen suça sürüklenen çocuğun kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Sarkıntılık Suretiyle Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Suça sürüklenen çocuk hakkında sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onikinci fıkrasına göre itirazı kabil nitelikte olup, esasen mahallinde itiraz merciince karar verildiği anlaşıldığından söz konusu karara yönelik katılan mağdure vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği belirlenmiştir.
B. Sanık … Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan ve Sanıklar … ve … ile Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Beraate Dair Hükümler Yönünden
Olayın intikal şekli ve süresi, aldırılan rapor içerikleri, sanıklar ile suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunmaları, katılan mağdurenin aşamalardaki beyanları, mağdure hakkında Asliye Hukuk Mahkemesince verilen yaş tashihi kararının dosyasının incelenmesine göre hukuka uygun olduğunun anlaşılması ve tüm dosya kapsamına göre; yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşılmakla hükümlerde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamış ve katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
C. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Çocuğun cinsel istismarı suçunun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süre ile mağdurenin iradesiyle hareket edebilme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı ve kişinin vücudunun suçun konusu olması nedeniyle mağdurenin hareket edebilme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği nazara alındığında, suça sürüklenen çocuğun bir kaç gün süreyle evlerinde kalan mağdureyi cinsel yönden istismar etmesi dışında hürriyetini kısıtlayan başkaca hareketlerde bulunmaması nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi hususu hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Bozma sebebine uygun olarak Tebliğname’de onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
V. KARAR
A. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Sarkıntılık Suretiyle Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Verilen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenle Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2015 tarihli ve 2012/40 Esas, 2015/174 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekilinin temyiz isteminin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanık … Hakkında Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan ve Sanıklar … ve … ile Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükümler Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2015 tarihli ve 2012/40 Esas, 2015/174 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle, beraate dair hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak oy birliğiyle ONANMASINA,
C. Suça Sürüklenen Çocuk … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (C) bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.09.2015 tarihli ve 2012/40 Esas, 2015/174 Karar sayılı kararına yönelik katılan mağdure vekilinin, o yer Cumhuriyet savcısının ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden mahkumiyete dair hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.02.2023 tarihinde karar verildi.