Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2021/10542 E. 2023/6049 K. 09.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10542
KARAR NO : 2023/6049
KARAR TARİHİ : 09.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/686 E., 2015/450 K.
SUÇLAR : Çocuğun cinsel istismarı, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî ret, kısmî onama

Sanık hakkında; kasten yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesinde verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu belirlenmiştir.

Bakanlık vekilinin temyiz isteği yönünden; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 tarihli ve 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.

Katılan mağdure vekilinin temyiz isteği yönünden; sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.06.2015 tarihli ve 2013/686 Esas, 2015/450 Karar sayılı kararı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine, kasten yaralama ihlal suçundan 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası uyarınca 3.000TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 07.07.2019 tarihli ve 14-2019/51271 sayılı, kısmî ret, kısmî onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Katılan … Vekilinin Temyiz İsteği
Sanık hakkında verilen beraat kararının kanuna ve hukuka aykırı olduğuna, katılan beyanı, sanık savunması, adli raporlar itibariyle suçların sabit olduğu ve kasten yaralama suçundan üst sınırdan ceza tayini ile hapis cezasına hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

B. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteği
Katılanın beyanları karşısında sanık hakkında cinsel istismar suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Sanık ile katılan mağdure arasında önceye dayalı tanışıklık bulunduğu, olay günü sanık ile katılan mağdurenin karşılaşması ile sanığın adı geçeni ikametine götürmek istemesine karşın katılan mağdurenin kabul etmemesi üzerine bu kez birlikte yakınlarda bulunan park alanına gittikleri ve anılan mahalde iken sanığın, katılan mağdureyi rızası hilafına dudağından öptüğü ve adı geçeni tekrar ikametine götürmeyi teklif etmesine karşın katılan mağdurenin kabul etmemesi üzerine bu kez sanığın adı geçene tokat atmak suretiyle yaralanmasına sebebiyet verdiği iddiasıyla görülen yargılama neticesinde sanığın kısmi ikrar içerikli savunması, katılan beyanları, adli muayene raporu ve tüm dosya kapsamı itibariyle sanığın atılı çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat hükmü, sabit olduğu kabul edilen kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteğinin İncelenmesinde
1. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılma hakkı bulunan …’na yokluğunda yapılan yargılamaya ilişkin olarak mahkemelerce re’sen ihbarda bulunulmasının zorunlu olup olmadığı hususunda Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nca yapılan toplantı sonucunda verilen 13.12.2019 gün ve 2019/6 Esas, 2019/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Bakanlığa bildirimde bulunulmasının zorunlu olmadığının kabul edilmesi ve 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, şikayetçi Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükmü temyize hakkı bulunmadığı belirlenmiştir.

2. Ret gerekçesine göre, Tebliğname’de onama isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır.

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteğinin İncelenmesinde
1. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İsteği Yönünden
14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesiyle 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci madde ile hapis cezasından çevrilenler hariç sonuç olarak hükmedilen 3.000 TL’ye kadar (3.000 TL dahil) adli para cezaları kesin nitelikte olup, sanık hakkında kasten yaralama suçundan doğrudan verilen para cezasının miktarı itibarıyla kesin olmasından dolayı temyizi mümkün bulunmadığından, katılan mağdure vekilinin anılan hükme yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İsteği Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak vicdanî kanıya ulaşıldığı, buna ilişkin gerekçelerin kanuni ve yeterli olduğu anlaşılmış, bu kapsamda hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
A. Bakanlık Vekilinin Temyiz İsteğinin İncelenmesinde
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle, Bakanlık vekilinin temyiz isteğinin, 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B. Katılan Mağdure Vekilinin Temyiz İsteğinin İncelenmesinde
1. Kasten Yaralama Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünün birinci bendinde açıklanan nedenle; katılan … vekilinin temyiz isteğinin, 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası gözetilerek 1412 sayılı Kanun’un 317 inci maddesi uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle, REDDİNE,

2. Çocuğun Cinsel İstismarı Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz İsteği Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünün ikinci bendinde açıklanan nedenle; Küçükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.06.2015 tarihli ve 2013/686 Esas, 2015/450 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.10.2023 tarihinde karar verildi.