YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10538
KARAR NO : 2023/645
KARAR TARİHİ : 14.02.2023
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI :
Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
Yargılamalara katılarak sanıktan şikayetçi olan ve davaya katılmak istediğini beyan eden mağdurenin 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca katılan, vekili Av. … …’ın ise katılan vekili olarak davaya kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunun 14.01.2015 tarihli ve 2015/2180 Esas sayılı iddianame ile sanık hakkında çocuğun nitelikli … istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.
2. İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.10.2015 tarihli, 2015/24 Esas, 2015/395 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında reşit olmayanla … ilişki suçundan suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince kamu davasının düşürülmesi, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu açısından ise 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan mağdure vekilinin temyiz isteği; sanık tarafından mağdurenin zorla kaçırıldığı ve alıkonulduğu, mağdurenin olay nedeniyle psikolojik tedavi görmeye devam ettiği, bu durumun mağdurenin rızası olmadan ilişkiye girdiğinin ve zorla evde tutulduğunun kanıtı olduğu, polis memurları tarafından tutulan tutanak içeriğine göre sanığın şiddet eğilimi olduğunun anlaşıldığı, sanığın medeni durumunu mağdureden gizlediği, sanığın birden fazla suçtan kaydı bulunduğu ve sanık tarafından tehdit edildiği için ilk ifadesinde farklı şekilde beyanda bulunduğu ve sair hususlar da gözönüne alınarak kararların bozulması gerektiğine yöneliktir.
III. OLAY VE OLGULAR
Mağdurenin on beş-on sekiz yaş grubunda bulunduğu, sanık ile mağdurenin, mağdurenin rızası ile … ilişkiye girdikleri, hatta uzun süre birlikte kaldıkları ve mağdureye ayrı ev tuttuğu, mağdurenin de hazırlıktaki ifadesinde rızası ile sanıkla birlikte olduğunu belirterek şikayetçi olmadığını söylediği, mağdure duruşmada sanığın kendisini tehditle alıkoyduğunu ve … istismarda bulunduğunu iddia etmiş ise de; sanığı bu suçtan cezalandırmaya yetecek her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı delil bulunmadığı gibi mağdurenin iddialarının ve bu iddialarının doğru olması halinde uzun süre beraber kalmalarının da hayatın olağan akışına uygun düşmediği, soruşturma ifadesinin de sanık lehine olduğu, sanığın eyleminin ancak dosya kapsamına göre 5237 sayılı Kanun’un 104 üncü maddesinde düzenlenen reşit olmayana … ilişki suçunu oluşturduğu, bu suçun da şikayete bağlı suçlardan olduğu mağdurenin hazırlık aşamasında şikayetçi olmadığını beyan ettiği anlaşılmakla bu suç yönünden de şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verildiği, aynı doğrultuda sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, yapılan yargılama neticesinde toplanan delillerden sanığın rızası dışında mağdureyi alıkoyduğu sabit olmadığından beraatine karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Mahkemenin gerekçesi ve tüm dosya kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırılarak oluşan vicdanî kanıya göre karar verildiği anlaşılmakla hükümlerde hukuka aykırılık görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesinin, 15.10.2015 tarihli, 2015/24 Esas, 2015/395 Karar sayılı kararında katılan mağdure vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan mağdure vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
14.02.2023 tarihinde karar verildi.