Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2020/908 E. 2020/1777 K. 10.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/908
KARAR NO : 2020/1777
KARAR TARİHİ : 10.11.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapma
Hüküm : Mahkumiyet

Dosya incelendi:
TCK’nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davalarına CMK’nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen katılma talebi reddedilen …’ın hükmü temyiz hakkı olmadığı, bu itibarla vekilinin de temyiz yetkisi bulunmadığından temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİYLE, incelemenin sanık müdafiin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanığın üzerine atılı tefecilik suçunun 5237 sayılı TCK’nın 241/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, her ne kadar karar başlığında suç tarihi 2013 olarak yazılmış ise de dosya kapsamına göre son borç verme tarihinin 2008 yılı olduğu, suç tarihinin kesin olarak saptanamaması nedeniyle sanık lehine değerlendirme yapılarak 01/01/2008 olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tarih ile temyiz inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle
CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 10/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.