Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2020/7303 E. 2021/276 K. 26.01.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7303
KARAR NO : 2021/276
KARAR TARİHİ : 26.01.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi kötüye kullanma
Hüküm : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların olay tarihinde ilçe milli eğitim müdürlüğü ve ilçe milli eğitim şube müdürlüğü görevlerini yürüttükleri, 10/06/2014 tarih 29026 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan ve yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmeliğe göre ilçede çeşitli okullarda müdürlük görevinde bulunanlar hakkında yanlı bir değerlendirmede bulunarak haksız yere müdürlüklerinin sona erdirilmesi suretiyle sanıkların üzerilerine atılı görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia ve kabul edilen somut olayda;
6528 sayılı “Milli Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 22/8. maddesinde “Okul ve Kurum Müdürleri, İl Millî Eğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları ise Okul veya Kurum Müdürünün inhası ve İl Millî Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz.” şeklinde yer alan amir hükümde, müdürlükle görevlendirilen kişilerin özlük hakları yönünden bir kazanılmış hakkın oluşmayacağı belirtildiği, ayrıca değerlendirme esnasında üç şube müdürü bulunmasına rağmen sanık …’e hem “İnsan kaynaklarından” hem de “Eğitim kurumundan sorumlu şube müdürü” olarak görevlendirilmesi ile ilgili olarak tek şube müdürüne iki ayrı görevlendirme yapılamayacağına ilişkin herhangi bir açık hüküm bulunmadığı anlaşılmış olup;
Anılan yönetmelikte müdürler hakkında yapılacak değerlendirmenin ne şekilde yapılacağına
dair herhangi bir bilgi bulunmadığından idareye bir takdir hakkı tanınmakta olup; İdarenin idari işlem tesis ederken ve eylemde bulunurken yararlandığı serbestiye idarenin “Takdir yetkisi” denilmektedir. Takdir yetkisi ile idareye belirli şart ve koşullarda bir işlemi yapıp yapmama hususunda ve kanunda öngörülen farklı çözümler arasında bir tercih yapma konusunda serbestlik bırakılmaktadır. İdarelerin belirli bir kamu hizmetinin etkili ve verimli bir biçimde yürütülmesi, kamu yararının somut biçimde ortaya konulması için birden çok seçenekten birisini tercihte takdir yetkisine sahip olmaları halinde yapılacak yargısal denetim, idarenin tercih ettiği seçeneğin ve bunun uygulanmasının hukuka uygun olup olmadığının araştırılması ve saptanması ile sınırlandığı, boş bulunan kadroya, kamu yararı ve hizmet gereklerini gözeterek en uygun kişiyi atama konusunda , gerekli nitelikleri taşıyanlar arasında tercihte bulunma hak ve yetkisine sahip olduğu, bu yetkisini belirli bir kişi lehine kullanmaya yargı kararı ile zorlanamayacağı, idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği ve yerindelik denetimi yapılamayacağı, yapılacak değerlendirmenin izlenim ve kişisel kanaatler uyarınca yapılmasının keyfi bir uygulama olduğuna ilişkin ve kişileri mağduriyete uğratma amacıyla hareket edildiği yönünde bir delil bulunmadığı bu haliyle; sanıkların ayrı ayrı beraatleri yerine dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmiş olması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 26/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.