YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6940
KARAR NO : 2021/550
KARAR TARİHİ : 04.02.2021
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müştekilerin oğlu Yılmaz Alcan’ın sanıktan faiz karşılığında 15.000 TL borç para alarak müştekilerin de imzalarının bulunduğu boş senet verdiği iddia edilen olayda;
Sanık ve katılanlar arasında aynı olaya ilişkin 2013/22626 soruşturma 2013/15190 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, anılan kararın müştekilere tebliğ edildiğine dair tebligat parçalarının incelenen dosya içinde bulunmadığı nazara alınıp, tebligat yapılıp yapılmadığı ile bu kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, tebligat yapılmamış ise kovuşturma yapılmasına yer olmadığına ilişkin kararın müştekilere tebliği ile karar itiraz edilmesi halinde sonucuna göre Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/22626 sayılı soruşturma dosyasının akıbeti araştırılıp tasdikli suretinin temininden sonra konusunun aynı olduğu ve kesinleştiğinin anlaşılması halinde bu eylem bakımından kamu davasının reddine karar verilmesi; anılan kararın kaldırılıp sanık hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılması halinde ise davaların birleştirilmesi cihetine gidilerek, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması bakımından icra dairelerinden sanığın alacaklı olduğu icra dosyalarının sorulup var ise aslı veya onaylı suretleri getirtilip borçlu gözüken kişilerin faiz karşılığı sanıktan para alıp almadıkları konusunda tanıklıklarına müracaat edilmesi ve sanığın tefecilik yapıp yapmadığına dair kolluk marifetiyle araştırma yaptırılmasından sonra sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-5237 sayılı TCK’nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde hapis cezası alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasında gerekçe gösterilmeksizin alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle çelişkiye düşülmesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3-Sanık hakkındaki tefecilik suçuna ilişkin olarak; TCK’nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davalarına CMK’nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekiler … ve …’ın davaya katılma hakkı bulunmadığından lehine vekalet ücreti tayini,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.