Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2020/615 E. 2020/1350 K. 07.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/615
KARAR NO : 2020/1350
KARAR TARİHİ : 07.10.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapma
Hüküm : CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat

Dosya incelendi;
TCK’nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK’nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin katılma hakkı olmadığı, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müştekiler vekilinin tefecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, incelemenin katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması karşısında; tefecilikte suç tarihinin faizin kararlaştırılıp ödünç paranın verildiği tarih olduğu nazara alındığında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması ve suç tarihinin kesin olarak tespiti açısından, sanık ve suçtan zarar görenlerin yeniden beyanlarına başvurulup, ödünç paranın kimden hangi tarihte alındığı, miktarı ve alındığı iddia olunan tarihte faiz kararlaştırılıp kararlaştırılmadığının ayrıntılı olarak sorularak suç tarihinin ve faiz anlaşmasının kesin olarak saptanmasından sonra sanığın, vergi mükellefi olması halinde ve gerektiğinde hakkında vergi incelemesi yaptırılması, icra müdürlükleri nezdinde alacaklı olduğu takip dosyalarının araştırılıp varsa borçluların faiz karşılığı sanıktan ödünç para alıp almadıkları hususunda tanık olarak beyanlarına başvurulması, faiz karşılığı borç para verip vermediği hususunda detaylı kolluk araştırması yaptırılması, hangi beyan ve delillere neden üstünlük tanındığının karar yerinde tartışılması, soruşturma aşamasında beyanları alınan…, … ve … …’nın tanık olarak dinlenmeleri ile sanık müdafiinin 17/09/2013 tarihli dilekçesinde belirttiği icra dosyalarının getirtilip incelenmesi sonrasında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilip, sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik araştırma ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 07/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.