Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2020/5819 E. 2021/1208 K. 10.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5819
KARAR NO : 2021/1208
KARAR TARİHİ : 10.03.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : Mahkumiyet

Dosya incelendi;
Sanık … Yavuz hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 264. maddesi de gözetilerek katılan Hazine vekilinin sanık … bakımından temyiz isteğinin itiraz mahiyetinde kabulü ile mercince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi mümkün görüldüğünden, bu yönüyle dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
İncelemenin sanık …’ün kendisi hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne, katılan vekilinin ise yine sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanığın 13/05/2015 tarihinde tebliğ olunan hükmü, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra ve 21/05/2015 havale tarihli dilekçe ile temyiz etmiş olduğu anlaşılmakla temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
Türk Ceza Kanunu’nun 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması,kişiler arasında doğmuş bir alacak borç ilişkisine dayanmayan kazanç elde etme amaçlı ödünç para verme eylemlerinin tefecilik suçu kapsamında bulunması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması karşısında; dava konusu olaya ilişkin maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın, vergi mükellefi olması halinde ve gerektiğinde hakkında vergi incelemesi yaptırılması, icra müdürlükleri nezdinde alacaklı olduğu takip dosyalarının araştırılıp varsa borçluların faiz karşılığı sanıktan ödünç para alıp almadıkları hususunda tanık olarak beyanlarına başvurulması sonrasında hasıl olacak sonuca göre bir karara varılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık hakkında yasal şartları oluştuğu gerekçe gösterilerek Türk Ceza Kanunu’nun 51.
maddesinde düzenlenen erteleme hükümleri uygulandığı halde, hüküm fıkrasında Türk Ceza Kanunu’nun 51. maddesi ile aynı madde uyarınca erteleme süresinin gösterilmeden sadece aynı maddenin 51/3 fıkrası uyarınca denetim süresinin gösterilmesi suretiyle hükümde çelişkiye düşülmesi,
Kabule göre de;
1- Katılanlığına karar verilen Hazinenin gerekçeli karar başlığında suçtan zarar gören olarak gösterilmesi suretiyle CMK’nın 232/2-b maddesine muhalefet edilmesi,
2- Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas 2015/85 Karar sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.