Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2020/4110 E. 2021/1519 K. 23.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4110
KARAR NO : 2021/1519
KARAR TARİHİ : 23.03.2021

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapmak
Hüküm : Zincirleme şekilde tefecilik suçundan; sanık … hakkında beraat, sanıklar …, …ve Göksel hakkında mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanıklar hakkında tefecilik suçundan kamu davası açıldığı, Hazinenin bu suçun mağduru olduğu, bu sıfatının gereği olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 234/1-b maddesi gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, iddianamenin ve duruşma gününün Hazineye tebliğ edilmemesi suretiyle aynı Kanun’un 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılarak davaya katılma hakkının kısıtlandığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/05/2018 tarih ve 5-2016/35882 sayılı noksan ikmali yazısı sonrasında Hazineye gerekçeli kararın tebliğ edildiği ve Hazine vekilinin 26/06/2018 havale tarihli dilekçesi ile katılma talebinde bulunduğu anlaşılmakla, CMK’nın 237/2 ve 260/1. maddeleri gereğince katılma talebinin KABULÜNE,
Beraat hükmünün gerekçesine yönelik olmayan temyizde hukuki yararı bulunmadığından sanık … müdafiinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
İncelemenin sanıklar …, …ve Göksel müdafilerinin müvekkilleri hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine, katılan Hazine vekilinin ise sanık … hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma
sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar …, …ve Göksel hakkında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Oto emlak alım satım işiyle uğraşan sanıkların, iştirak halinde müştekilere faiz karşılığı borç para vererek, ayrıca belli bir oranda iskonto yapıp çek ve senet kırarak tefecilik suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında, sanık … hakkında beraat, diğer sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulmuş ise de; UYAP kayıtlarına göre; sanık … hakkında 21/11/2013 tarihli iddianameyle açılan kamu davasında, 2005-2012 yılları arasında işlediği iddia edilen tefecilik suçundan Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesince 25/02/2015 tarih ve 2013/719 Esas, 2015/137 sayılı Karar ile mahkumiyetine karar verildiğinin, diğer taraftan sanıklar …, …ve Göksel hakkında 23/11/2009 tarihli iddianameyle açılan kamu davalarında, 2005-2007 yılları arasında işledikleri iddia edilen tefecilik suçundan Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesince 09/05/2012 tarih ve 2009/1510 Esas, 2012/710 sayılı Karar ile beraatlerine karar verildiğinin, öte yandan tüm sanıklar hakkında 20/11/2017 tarihli iddianameyle açılan kamu davalarında, 2008-2015 yılları arasında işledikleri iddia edilen tefecilik suçundan Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesince 21/01/2020 tarih ve 2017/884 Esas, 2020/37 sayılı Karar ile mahkumiyetlerine karar verildiğinin anlaşılması, keza temyize konu bu dosyadaki suç tarihinin 2006-2011, iddianame tarihinin ise 20/06/2012 olması karşısında, dosyalar arasında suç ve sanıklar yönünden hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, sanıkların eylemlerinin kül halinde zincirleme tek tefecilik suçunu oluşturabileceği ve tefecilik suçunun, faiz kararlaştırılarak kazanç karşılığı ödünç para verildiği anda oluşacağı gözetilip, anılan dosyaların getirtilerek incelenmesinden, mümkünse dosyaların birleştirilmesinden, kesinleşmiş ise onaylı suretlerinin getirtilmesi suretiyle iddianame ve suç tarihlerine göre hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin, suçun teselsül edip etmediğinin, zincirleme şekilde işlenmiş olması durumunda mahsup hükümlerinin uygulanma imkanı olup olmadığının tartışılmasından sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayin edilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/1. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılması lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve …müdafii, sanık … müdafii ve katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.