Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2020/3195 E. 2020/2564 K. 09.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/3195
KARAR NO : 2020/2564
KARAR TARİHİ : 09.12.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi kötüye kullanma
Hüküm : TCK’nın 257/1, 62/1, 53/1, 58. madde ve fıkraları uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın bipolar duygulanım bozukluğu nedeniyle hakkında %79 oranında özür durumu olduğuna dair 22.09.2008 tarihli Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi ile 29.08.2010 tarihli Niğde Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu raporları nedeniyle yargılamaya konu eylem yönünden 5237 sayılı TCK’nın 32/1-2. maddesi kapsamında işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu eylemle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığı ya da azalmış olup olmadığı konusunda tam teşekküllü ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesi sağlık kurulundan, üniversite hastanelerinin ruh sağlığı ve hastalıkları ana bilim dalı başkanlıklarında usulüne göre teşkil edilmiş heyetten ya da Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan rapor aldırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yöntemince rapor aldırılmadan Alanya Alaattin Keykubat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan tek hekim raporu esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle TCK’nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak kısa kararda iptal hükmüne değinilmesi karşısında hükmün gerekçesinde iptal kararının dikkate alınmaması suretiyle hüküm ile gerekçe arasında çelişkiye sebep olunması,
Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 22.03.2016 tarihli ve 2014/739 Esas, 2016/2945 sayılı bozma ilamı öncesi verilen kararın sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi karşısında, 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca daha aleyhe karar verilemeyeceği gözetilmeden bozma kararı sonrası sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre ilişkin hükümlerin uygulanmasına karar verilmesi,
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 09.04.2011 yerine 01.01.2011 olarak gösterilmesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.