Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2020/167 E. 2020/1045 K. 15.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/167
KARAR NO : 2020/1045
KARAR TARİHİ : 15.09.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik Yapmak
Hüküm : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi:
Tayin olunan ceza miktarına göre yasal koşulları bulunmadığından sanık müdafiinin duruşmalı temyiz inceleme isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 318. maddesi gereğince reddiyle, temyiz incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanığın faiz karşılığı borç para verdiği iddiasıyla açılan kamu davasında;
1-5237 sayılı TCK’nın 61.maddesi uyarınca hakim somut olayda, suçun işleniş biçimini, suç işlenmesinde kullanılan araçları suçun işlendiği zaman ve yeri, suç konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK’nın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1.maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hakimin takdir ve değerlendirme yetkisi içinde ise de; Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34, 230 ve 289.maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetimine olanak sağlayacak biçimde, sözü edilen ilke ve hükümlere uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği takdirde yeterli bir gerekçe değildir. Bu açıklamalar ışığında, sanığın tefecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda; somut olarak gerekçeleri açıklanmadan “suçun işleniş biçimi, işlendiği yer ve zaman, meydana gelen zararın derecesi ” şeklinde bir kısım yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilip alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- TCK’nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli oluşu, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması ve aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında günün ekonomik koşulları nazara alındığında yüksek sayılabilecek miktarda paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına uygun olmaması, bu bağlamda müştekilerin sanıktan borç alıp karşılığında senetler verdiğini ve
her ay faiz ödediklerini iddia etmesi, sanığın da parayı müştekilere borç para olarak verdiğini, karşılığında da faiz istemediğini savunması karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması ve sanığın faiz karşılığı ödünç para verip vermediğinin kesin olarak belirlenmesi amacıyla, sanığın tefecilik yapıp yapmadığı hususunda gizli ve detaylı kolluk marifetiyle araştırma yaptırılması, vergi mükellefi olduğunun belirlenmesi halinde ve gerektiğinde hakkında suç tarihlerini kapsar şekilde vergi inceleme raporu düzenlettirilmesi, alacaklı olduğu icra takip dosyalarının tespitiyle varsa takip borçlularının tanık sıfatıyla dinlenilmesi, müşteki …’nin borç hususunda sanıkla anlaştığını iddia etmesi karşısında suç tarihinin tespiti açısından sanık vekili tarafından dosyaya ibraz edilen icra takibi fotokopisinde ismi geçen …’in kimlik bilgilerinin tespiti ile tanık sıfatı ile bilgi ve görgüsüne başvurularak müşteki … ile aralarındaki borcun kaynağının sorulması, Edirne 1.İcra Dairesi’nin 2012/3544 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesi ile denetime imkan sağlayacak şekilde onaylı bir örneğinin dosya arasına alınması, dosya borçlusu olarak görünen şahıslardan … …’ın kimlik bilgilerinin tespiti ile borcun kaynağı hususunda bilgi ve görgüsüne başvurulması, Lüleburgaz 2.İcra Müdürlüğü’nün 2011/18547 Sayılı icra dosyasının getirtilerek takibe konu 6.250,00 TL bedelli senedin incelenerek, denetime imkan sağlayacak şekilde okunaklı bir örneğinin dosya arasına alınması, müşteki …’a ait olduğu ve sanığa borca karşılık verildiği iddia edilen … plaka sayılı araca ilişkin tüm satış belgelerinin dosya arasına alınması sonrasında oluşacak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
a) Sanık müdafiin lehe hükümlerin uygulanması yönündeki talebinin TCK’nın 52/4. maddesindeki taksitlendirme hususunu da kapsadığı gözetilmeden bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi,
b) Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olması nedeniyle TCK’nın 53/1. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 15/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.