Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2020/1606 E. 2020/1813 K. 10.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/1606
KARAR NO : 2020/1813
KARAR TARİHİ : 10.11.2020

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Zincirleme tefecilik yapma
Hüküm : Mahkumiyet

Dosya incelendi;
Sanıklar hakkında tefecilik suçundan kamu davası açıldığı, Hazinenin bu suçun mağduru olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nın 234/1-b maddesi gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, iddianamenin ve duruşma gününün Hazineye tebliğ edilmemesi suretiyle CMK’nın 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılarak davaya katılma hakkının kısıtlandığı, Hazineye yalnızca gerekçeli kararın tebliğ edildiği ve müşteki Hazine vekilinin 01.02.2017 havale tarihli dilekçesi ile katılma talebinde bulunduğu anlaşılmakla, CMK’nın 237/2 ve 260/1. maddeleri gereğince Hazinenin davaya katılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre 01/01/2011 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 19/04/2013 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiş, sanıklar hakkında kasten işlemiş oldukları suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün bulunmuştur.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir, ancak;
1-TCK’nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru
olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davasına CMK’nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekilerin katılma hakkı olmadığı halde mahkemece müşteki … hakkında usulsüz olarak katılma kararı verilip müştekinin kendisini vekille temsil ettirdiğinden bahisle lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
2-Sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulmuş olması karşısında, kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan … lehine dilekçe tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca dilekçe yazım ücretine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanıklar … ve …, sanık … müdafii ve katılan … vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan “Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 1500 TL ücreti vekaletin sanıklardan eşit olarak tahsil edilerek kendisini vekil ile temsil ettiren müdahile verilmesine,” şeklindeki ibarenin hüküm fıkrasından çıkarılması, “Katılan … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dilekçe tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 400,00 TL dilekçe yazım ücretinin sanıklardan eşit şekilde tahsiliyle katılan Hazineye verilmesine,” şeklindeki ibarenin ise hüküm fıkrasına eklenmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.