Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2015/8703 E. 2016/119 K. 13.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/8703
KARAR NO : 2016/119
KARAR TARİHİ : 13.01.2016

Tebliğname No : 10 – 2011/353635
Mahkemesi : Bakırköy 9. Ağır Ceza
Tarihi : 24.02.2011
Numarası : 2010/91 – 2011/24
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık E.. Ş.. hakkında kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesinde;
TCK’nın 53 maddesinin 1. fıkrasının uygulanması sırasında, sanıkların sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından sınırlama getirilmesi yerine, altsoy dışındakileri de kapsayacak biçimde koşullu salıverilme tarihine kadar TCK’nın 53/1-c maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesi aynı maddenin (3) numaralı fıkrasına aykırı ise de; hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararı da dikkate alınarak bu hususların infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yasal koşulları bulunmadığı halde, sanık hakkında hükmolunan cezadan TCK’nın 192/3. maddesi uyarınca indirim yapılması, aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanık A.. İ.. hakkında kurulan hükme ilişkin temyize gelince;
Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, diğer sanık E.. Ş..’in suçuna iştirak ettiğine veya ele geçen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna dair, E.. Ş..’in atfı cürüm niteliğindeki beyanları ve içeriği tespit edilemeyen HTS kayıtları dışında, somut, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmayan olayda, sanık bakımından şüphenin söz konusu olması nedeniyle şüpheden sanığın yararlanması gerektiği şeklindeki genel ceza hukuku ilkesi de gözetilerek, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.