YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/6518
KARAR NO : 2015/5026
KARAR TARİHİ : 12.05.2015
Mahkemesi : Sulh Ceza, İstanbul 10. Sulh Ceza
Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık ….’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 191/6. maddesi gereğince sanık hakkındaki cezanın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine dönüştürülmesine, 191/5. maddesi gereğince sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde kamu davasının düşürülmesine dair … Sulh Ceza Mahkemesinin 16.12.2010 tarihli ve 2010/1372 esas, 2010/1352 sayılı kararının infazını müteakip, hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğunun anlaşılması sebebiyle açılan kamu davasının düşürülmesine ilişkin … Sulh Ceza Mahkemesinin 10.09.2013 tarihli ve 2010/1372 esas, 2010/1352 sayılı ek kararı ile ilgili olarak;
1- a) 19.12.2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 7. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191. maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2. fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği,
Diğer bir durumda ise, mahkemece 6. fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği cihetle, mahkemenin bu hususları tartışarak kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanığın hukuki durumunu tayin ve takdir etmesi gerektiği, somut olayda sanığın önce cezalandırılmasına karar verilirken hiçbir gerekçe gösterilmediği, ancak ceza verildikten sonra tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine çevrilirken, sanığın bu tür eğilimlerinin sürmesinin mümkün bulunması ve kişilik özellikleri ile sosyal durumunun dikkate alındığı,
b) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191. maddesi uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda anılan maddenin 6. fıkrası uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra iki ilâ dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7. fıkra gereğince kişinin mahkûm olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği, aynı maddenin 5. fıkrasının somut olayda uygulama imkanı bulunmadığı, 191/5. madde gereğince sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilemeyeceği,
Gözetildiğinde … Sulh Ceza Mahkemesinin 16.12.2010 tarihli ve 2010/1372 esas, 2010/1352 sayılı kararında,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi sebebiyle … Sulh Ceza Mahkemesinin 10.09.2013 tarihli ve 2010/1372 esas, 2010/1352 sayılı ek kararında, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 23.06.2014 tarih ve 2014/12688/42437 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.07.2014 tarih ve 204/251091 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Mahkemece uygulama yapılırken gerekçe gösterilmiş ise gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı olağan yasa yolu incelemesinde denetlenebilir ise de, olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma isteği üzerine denetlenemez.Ancak mahkemece gerekçe gösterilmemiş ya da gerekçede çelişkiye neden olunmuş ise bu durum kanun yararına bozma konusu yapılabilir. Somut olayda; mahkemenin TCK’nın 191/1. maddesi gereğince mahkumiyet kararı verirken gerekçe gösterdiği, bu nedenle gerekçe gösterilmeden cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğine ilişkin kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki (1-a ) nolu bozma isteğinin REDDİNE,
2-Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki (1-b) ve (2) nolu bozma istekleri ile ilgili incelemeye gelince;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre bu gerekçelerle yerinde görüldüğünden, … Sulh Ceza Mahkemesinin 16.12.2010 tarih 2010/1372-1352 sayılı kararı ile … Sulh Ceza Mahkemesi’nin 10.09.2013 tarih 2010/1372-1352 sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.