Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2015/541 E. 2015/7096 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/541
KARAR NO : 2015/7096
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : 10 – 2013/310342
Mahkemesi : Elazığ 2. Ağır Ceza
Tarihi : 17.07.2013
Numarası : 2013/198 – 2013/205
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık İ.. A.. hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan verilen kararın incelemesinde;
TCK’nın 191. maddesinde değişiklik yapan 6545 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28.06.2014 tarihine kadar verilen kararlarla ilgili olarak;
Kullanmak için uyuşturcu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun ile eklenen son cümleye göre; durma kararı niteliğinde olup itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, inceleme yapımasına yer olmadığına, gereğinin merciince yerine getirilmesine,
2- Sanıklar hakkında “Uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
a- Sanık N.. K.. yönünden;
14.12.2012 tarihli fiziki takip ve tarassut tutanağına göre sanığın kendisine uyuşturucu madde sattığı tespit edilen İ.. E..’nin sanıktan uzaklaştıktan sonra durdurulduğu ve herhangi bir arama kararı ya da usulüne göre verilmiş yazılı arama
izni olmadan yapılan üst aramasında 2 adet fişek halinde eroin ele geçirildiği, aynı şekilde 10.01.2013 tarihli fiziki takip ve tarassut tutanağına göre sanığın A.. A..’e birşeyler verdiğinin tespiti üzerine olaya müdahale edilip yine arama kararı ya da usülüne göre verilmiş yazılı arama izni bulunmadan yapılan üst aramalarında sanığın üzerinden 0,1 gr. ve Abtulmutalip Aydemir’in üzerinden 0,2 gr. eroin ele geçirildiği, yapılan aramanın CMK’nın 119/1. maddesine aykırı olarak yapıldığı, Anayasanın 38/6. maddesinin “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez” CMK’nın 217/2 . maddesinin ” yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.”, 206/2-a maddesinin “ortaya konulması istenilen bir delil kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunur” hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirilen hukuka uygun olmayan arama işlemleri sonucunda elde edilen maddi delillerin hükme esas alınamayacağı, sanığın tüm aşamalarda uyuşturucu ticareti yapmadığı yönündeki suçu inkara yönelik savunmaları ile tüm dosya kapsamı karşısında, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirme dışı tutulması halinde zincirleme suçun söz konusu olamayacağı gözetilmeden, TCK’nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
3- Sanık İ.. A.. yönünden;
29.01.2013 tarihli fiziki takip ve tarrassut tutanağına göre sanık ile yaptığı telefon görüşmelerinden sanığın kendisine uyuşturucu madde sattığı tahmin edilen A.. A..’in sanıktan uzaklaştıktan sonra durdurulduğu ve herhangi bir arama kararı ya da usulüne göre verilmiş yazılı arama izni olmadan yapılan üst aramasında 0,7 gr. eroin ele geçirildiği, yapılan aramanın CMK’nın 119/1. maddesine aykırı olarak yapıldığı, anayasanın 38/6. maddesinin “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez”, CMK’nın 217/2. maddesinin “yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir.” 206/2-a maddesinin “ortaya konulması istenilen bir delil kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunur.” hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirilen hukuka uygun olmayan arama işlemleri sonucunda elde edilen maddi delillerin hükme esas alınamayacağı, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirme dışı tutulması halinde, sanığın yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.