Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2015/2349 E. 2016/3249 K. 29.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2349
KARAR NO : 2016/3249
KARAR TARİHİ : 29.03.2016

Mahkemesi : … Ağır Ceza
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüş, koşulları oluşmadığı halde sanık hakkında TCK’nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması suretiyle eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanıklar … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
a)TCK’nın 297. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde mevcut “suç konusu eşyanın bulundurulması ayrı bir suç teşkil ettiği takdirde fikri içtima kurallarına göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.” şeklindeki kural uyarınca, hükümlü olarak cezaevinde bulunan sanığa, diğer sanık … tarafından kullanmak maksadıyla getiren uyuşturucu maddenin cezaevinin girişinde yapılan kontrol sırasında yakalanması nedeniyle sanık …’ın eyleminin ceza infaz kurumuna yasak eşya sokmaya teşebbüs etme ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarını oluşturduğu, yukarıda belirtilen düzenleme gereği bu iki suçtan daha ağır cezayı gerektiren TCK’nın 297/1. maddesinin birinci cümlesi ile temel ceza tayin edilip aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesi gereğince de yarı oranında artırılması gerektiği gözetilmeyip suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanık …’un savunmasının aksine, diğer sanıklar … ve …’ın suçlarına iştirak ettiğine veya ele geçen uyuşturucu maddeyle ilgisi olduğuna dair, …’nın atfı cürüm niteliğindeki beyanları dışında, somut, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmayan olayda, sanık bakımından şüphenin söz konusu olması nedeniyle şüpheden sanığın yararlanması gerektiği şeklindeki genel ceza hukuku ilkesi de gözetilerek, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık … müdafii ile sanık …’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, sanık … yönünden CMK’nın 326/son maddesi uyarınca tayin olunan sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.