YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/17004
KARAR NO : 2015/7951
KARAR TARİHİ : 08.12.2015
Tebliğname No : KYB – 2015/291799
Mahkemesi : Gaziantep 3. Sulh Ceza
Tarihi : 25.12.2013
Numarası : 2013/200 -2013/1043
Uyuşturucu madde kullanmak suçundan suça sürüklenen çocuk H. D.’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1, 31/2, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı madde gereğince 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 09.05.2006 tarihli ve 2006/192-367 sayılı kararının infazı sırasında, denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığından bahisle ihbarda bulunulması üzerine, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/1, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 600.00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 25.12.2013 tarihli ve 2013/200 esas, 2013/1043 sayılı kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre; hükümlü hakkında TCK’nın 191/1,31/2, 62, 50/1-a maddeleri gereğince 3.000.00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 191/2-3-4-5 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23/1-3-5-6-8. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, herhangi bir yükümlülük yüklenmeksizin 5 yıl süre denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, TCK’nun 191/2. maddesi gereğince de 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 09.05.2006 tarih 2006/192-367 sayılı kararının kesinleştirilerek infazına başlandığı, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 23.11.2011 tarihli yazısında hükümlü hakkında verilen 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirinin gereğinin yapıldığının bildirildiği ve 09.05.2006 tarihinde yürürlükte bulunan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesinin 5. fıkrasında “Denetimli serbestlik süresi içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olmadığı ve yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, davanın düşmesine karar verilir” ve 25.12.2013 tarihi itibarıyla da yürürlükte bulunan CMK’nın231. maddesine 5560 sayılı Kanunla eklenen 10. fıkrasında “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesi kararı verilir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, davanın düşmesine dair karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 06.08.2015 gün ve 2014-16078/51922 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.09.2015 gün ve 2015/291799 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde 15 yaşını doldurmayan sanığa Baro tarafından atanan müdafii Av. N. B.’ın ve sanığın yokluğunda hükmün açıklandığı ve gerekçeli kararın anılan sanık müdafiine tebliğ edilmemiş bulunduğunun anlaşılması karşısında kanun yararına bozmaya konu hükmün kesinleşmediğinden yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.