Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2015/16991 E. 2015/7189 K. 23.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16991
KARAR NO : 2015/7189
KARAR TARİHİ : 23.11.2015

Tebliğname No : 10 – 2015/260729
Mahkemesi : Tekirdağ 2. Ağır Ceza
Tarihi : 30.04.2015
Numarası : 2014/172 – 2015/68
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında, suç tarihinin “07/05/2014, 08/05/2014, 11/05/2014, 12/05/2014, 18/05/2014, 22/05/2014, 06/06/2014, 23/06/2014, 27/07/2014” yerine “27/07/2014, 06/2014, 06/06/2014, 08/05/2014, 07/05/2014” olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
1-Sanıklar H.. Ş.. ve A. K. hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanıklar H.. K.., N.. K.., Y.. K.. ve S.. V.. hakkında kurulan hükümlerin incelenmesine gelince;
Sanıklar H.. K.. ve N.. K.. açısından suç tarihi ikametlerinde uyuşturucu maddenin ele geçirildiği 27/07/2014 tarihi olarak kabul edildiğinden, tebliğnamedeki suç tarihinin 11/05/2014 olarak kabul edilmesi gerektiğine dair düşünceye iştirak edilmemiş, mahkemece bu sanıklar hakkında 6545 Sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 188/3. maddesinin uygulanmasının doğru olduğu kabul edilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde aşağıdaki hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, Cumhuriyet savcısı, sanıklar müdafileri, sanıklar S.. V.. ve H.. K..’nın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 28.04.2015 tarih, 2014/462 esas ve 2015/135 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK’nın 139. maddesinin 4 ve 5. fıkralarındaki açık hükümler karşısında; gizli soruşturmacının ancak suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, TCK’nın 220. maddesinde tanımlanan suç) ve suç işlemek için kurulan bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmeleri şartıyla sadece aynı maddenin yedinci fıkrasında sayılan suçlar için görevlendirilebileceği, olayımızda ise sanıkların eylemlerinin örgüt faaliyeti kapsamında olmayıp bireysel olarak uyuşturucu madde satma niteliğinde olduğu, ancak kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısının emri doğrultusunda ve genel görevi kapsamında, suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmek amacıyla kimliklerini gizleyerek alıcı rolüne girip sanıklardan uyuşturucu madde almalarının mümkün olduğu, bu şekilde faaliyette bulunan kolluk görevlilerini kimliğini gizleyen alıcı görevli olarak kabul etmek gerektiği ve elde edilen delillerin hukuka uygun bulunduğu kabul edilmiştir.
Somut olaya gelince; asıl amaçları uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak olmayıp suçu ve failini belirlemek, suçla ilgili delilleri elde etmekten ibaret olan kolluk görevlilerinin sanıklardan ilk defa uyuşturucu madde almaları üzerine esasen tek bir alım olayı ile “satmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunun ve failinin belirlendiği, delillerinin elde edildiği, ancak böyle bir durumda kolluk görevlilerinin aldıkları uyuşturucu maddeyi devralma ve mal edinme iradelerinin bulunmadığından gerçek anlamda bir alım-satım ilişkisinden söz edilemeyeceği, dolayısıyla ilk alımdan sonra kolluk görevlilerinin sanıklardan yeniden uyuşturucu madde almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin delil elde etme faaliyeti kapsamında olduğu, sanıkların sonraki alımlara konu uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi önceki alımlardan sonra temin ettiğine ilişkin delil bulunmadığından satmak için uyuşturucu madde bulundurmanın temadi ettiği ve sonraki alımların TCK’nın 43. maddesi anlamında ayrı bir suç oluşturmayacağı gözetilmeden sanıklar hakkında yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla ceza tayini,
b-İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’nca suç konusu uyuşturucu maddelerden alınan numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin hükümlerden çıkartılarak, sanıklar Y.. K.. ve S.. V.. hakkındaki sonuç cezaların 4 yıl 2 ay hapis ve 80 TL adli para cezasına, sanıklar H.. K.. ve N.. K.. hakkındaki sonuç cezaların ise 8 yıl 4 ay hapis ve 80 TL adli para cezasına indirilmesi, hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin bölümüne “Adli Emanetin 2014/1054 ve 2014/827 sırasında kayıtlı uyuşturucu madde” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı’nca suç konusu uyuşturucu maddelerden alınan numunelerin” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.