YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10467
KARAR NO : 2016/213
KARAR TARİHİ : 19.01.2016
Tebliğname No : 7 – 2010/198801
Mahkemesi : Ürgüp Asliye Ceza
Tarihi : 27.05.2010
Numarası : 2010/24 – 2010/125
Suç : Kenevir ekme, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma, 6136 sayılı Kanuna muhalefet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen karara ilişkin incelemede;
Yargıyat Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.03.2012 tarih ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere; “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, temyiz incelemesine yer olmadağına gereğinin yetkili ve görevli itiraz merciince yerine getirilmesine,
2- 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükme ilişkin temyizde;
CMUK’nın 305. maddesindeki temyiz sınırı ve hükmolunan adli para cezasının miktarı karşısında hükmün kesin olması nedeniyle, sanığın temyiz talebinin CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
3- Kenevir ekme suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince;
TCK’nın 53 maddesinin 1. fıkrasının uygulanması sırasında, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından sınırlama getirilmesi yerine, altsoy dışındakileri de kapsayacak biçimde koşullu salıverilme tarihine kadar TCK’nın 53/1-c maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesi aynı maddenin (3) numaralı fıkrasına aykırı ise de; hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararı da dikkate alınarak bu hususların infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.