Yargıtay Kararı 9. Ceza Dairesi 2015/10418 E. 2016/71 K. 12.01.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10418
KARAR NO : 2016/71
KARAR TARİHİ : 12.01.2016

Tebliğname No : 10 – 2012/107521
Mahkemesi : Çarşamba 2. Asliye Ceza
Tarihi : 18.02.2010
Numarası : 2009/392 – 2010/60
Suç : Kenevir ekme, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasanın 40/2, 5271 sayılı CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerine aykırı olarak, hükümde kanun yoluna başvuru şekli ve başvuru süresinin başlangıcı açıkça belirtilmeyerek tereddüte neden olunduğundan, 17.05.2010 da Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan tebligatın temyiz süresini başlatmayacağı, sanığa 31.10.2011 tarihinde yapılan usulüne uygun tebliğ üzerine 03.11.2011 tarihli temyiz dilekçesini süresinde verdiği kabul edilerek yapılan incelemede;
1-Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen karara ilişkin incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 20.03.2012 tarih ve 2011/785-2012/101 sayılı kararında açıklandığı üzere;“kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma” suçundan dolayı, TCK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın, sözü edilen fıkraya 6217 sayılı Kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyiz değil itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, temyiz incelemesine yer olmadığına, gereğinin yetkili ve görevli itiraz merciince yerine getirilmesine,
2- Kenevir ekme suçundan kurulan hükme ilişkin temyiz incelemesinde;
TCK’nın 53 maddesinin 1. fıkrasının uygulanması sırasında, sanıkların sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından sınırlama getirilmesi yerine, altsoy dışındakileri de kapsayacak biçimde koşullu salıverilme tarihine kadar TCK’nın 53/1-c maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesi aynı maddenin (3) numaralı fıkrasına aykırı ise de; hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal eden Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararı da dikkate alınarak bu hususların infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde düzeltme nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında takdiri indirim uygulanırken uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi yerine anılan Kanunun 59. maddesi olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK’nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan takdiri indirimin uygulandığı 2. bendindeki “59/2. ” ibaresinin çıkartılarak yerine “62. ” ibaresinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.