Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/985 E. 2023/5923 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/985
KARAR NO : 2023/5923
KARAR TARİHİ : 07.11.2023


MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/594 E., 2022/794 K.


KARAR : İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/261 E., 2021/29 K.

BİRLEŞEN DAVA DOSYASI :
MAHKEMESİ : … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/55 E., 2020/205 K.


Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. … ili Merkez ilçesi … Mahallesi çalışma alanında 3303 … Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun’un (3303 … Kanun) Ek-1 inci maddesi kapsamında yapılan kullanım kadastrosu sonucunda, 2169 ada 129 parsel … 398,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine, ”3303 … Kanun’un 3 üncü maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemeyeceği ve bundan doğacak zararlarda mülkiyet hakkına dayanılarak bir hak ve tazminat iddiasında bulunulamayacağı, kamu yararı ve ülke güvenliği açısından yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip yabancı ticari şirketlerince iktisap veya sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceği, 14.11.1999 tarihinden önce olmak üzere taşınmazın … kızı …’nin kullanımında ve 14.11.1999 tarihinden önce olmak üzere üzerindeki 3 katlı kargir evin … kızı …’ye ait olduğu” şerhi yazılarak, arsa vasfıyla, davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

2. Davacı … vekili dava dilekçesinde; müvekkili olan davacının, … ili Merkez ilçesi … Mahallesi 2169 ada 3 parsel üzerinde henüz inşaatı tamamlanıp kullanıma açılmayan 3 katlı evinin bulunduğunu, kadastro tespiti sırasında kendilerine ait olan yaklaşık 300 metrekarelik üzerinde 3 katlı tamamlanmamış inşaat halinde bulunan bina ve arsanın davalı … adına yazıldığını ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Birleşen dosyanın davacısı … vekili dava dilekçesinde; … ili Merkez ilçesi Birlik Mahallesi 2169 ada 3 parsel … taşınmaz (ifrazdan önce 190 ada 2 parsel) ile üzerinde 3 katlı inşaat halinde yapının bulunduğunu, taşınmazın yıllardır davacı tarafından kullanıldığını, davacının Almanya’da olduğu bir dönemde söz konusu taşınmaz üzerinde kadastro tespitleri yapıldığını ve davacıya ait olan gayrimenkulün muhdesat şerhinin davalı … adına tespit edildiğini, davacının kadastro tespiti tarihi baz alındığından 20 yıldan fazla bir süreden beri fasılasız nizasız taşınmaza zilyet bulunduğunu, davacının yurtdışında bulunması nedeniyle hatalı kayıt ve tescilden haberi olmadığını, …’nin aynı mahallede oturan başka bir kişi olduğunu ve taşınmazla hiçbir ilgilisinin bulunmadığını, sehven davalı …’nin tespit bilirkişileri tarafından davacının eşi olan … ile karıştırıldığını ve hatalı kadastro tespitinin gerçekleştiğini ileri sürerek, kadastro tespitinin ve beyanlar hanesine verilen şerhin iptaline, taşınmazın davacının kullanım ve zilyetliğinden dolduğunun tespit edilerek beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Asıl ve birleşen dava dosyasında davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süreye dair gerekli incelemenin İlk Derece Mahkemesince yapılmasını talep ettiklerini, dava şartlarının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın kullanıcısının … olduğunun idarece tespit edildiğini ve bu doğrultuda işlem yapıldığını, davanın açılmasının idarenin kusurundan kaynaklanmadığını, idarenin yükümlülüğünde olan işlemler sonucunda muhdesat kullanıcısının … olarak tespit edildiğini ve buna göre işlem yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Asıl ve birleşen dava dosyasında davalı … vasisi … cevap dilekçesinde; 2169 ada 3 parsel (ifrazdan önce 190 ada 2 parsel) ile üzerinde 3 katlı inşaat halinde yapının bulunduğu taşınmazın yıllardır davacı tarafından kullanıldığını, davacının Almanya’da olduğu bir dönemde söz konusu taşınmaz üzerinde kadastro tespitlerinin yapılmış olduğunu, davacıya ait olan gayrimenkulün muhdesat şerhinin vasisi bulunduğu annesi … adına yapıldığını ileri sürdüğünü, taşınmazın davacının yokluğunda aynı mahallede oturan annesi … adına hatalı olarak tescil edildiğini, tapu kaydında yapılan bu hatanın nedeninin davacının adının ve eşinin adının annesi … ve babası … ile aynı olması olduğunu, hukuka aykırı işlemin yapılmasından annesi …’nin hiç bir kusurunun ve hukuki sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, hatalı kadastro tespitinin düzeltilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl dava dosyası yönünden, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları dikkate alındığından dava konusu edilen taşınmazın davacının murisi …’ye ait olduğu, muris …’nin 28.03.2020 tarihinde vefat ettiği, dava tarihi itibari ile muris …’nin sağ olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği; birleşen dava dosyası yönünden, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları dikkate alındığında dava konusu taşınmaz üzerindeki üç katlı evin davacıların murisi tarafından yaptırıldığı, dava konusu taşınmaz ve üzerindeki 3 katlı evin davacılar murisine ait olduğu, davalı … vasisinin dava konusunu taşınmazın davacılar murisine ait olduğuna ve isim benzerliği nedeniyle annesi adına tescil işlemi yapıldığına dair beyan dilekçesi sunduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, 2169 ada 3 parsel … taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan “14/11/1999 tarihinden evvel olmak üzere … Kızı, … kullanımındadır ve 14/11/1999 tarihinden evvel olmak üzere üzerindeki 3 katlı kargir ev … Kızı, … ye aittir ” şerhlerinin iptaline “14/11/1999 tarihinden evvel olmak üzere 4/16 hissesi … kızı …’nin, 3/16 hissesi … Oğlu …’nin, 3/16 hissesi … Oğlu …’nin, 3/16 hissesi … kızı …’nin ve 3/16 hissesi … kızı …’nin kullanımındadır ve 14/11/1999 tarihinden evvel olmak üzere parsel üzerindeki 3 katlı kargir evin 4/16 hissesi … kızı …’nin, 3/16 hissesi … Oğlu …’nin, 3/16 hissesi … Oğlu …’nin, 3/16 hissesi … kızı …’nin ve 3/16 hissesi … kızı …’ye aittir” şerhlerinin tapunun beyanlar hanesine tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmazın davacılar tarafından kullanıldığına dair delil bulunmadığı gibi davalı Hazine aleyhine vekalet ücretine karar verilmesinin de mümkün olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın, 3303 … Kanun’un Ek-1 inci maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında tespit gören taşınmazın kullanıcı olduğunun beyanlar hanesine yazılması istemine yönelik olduğu, çekişmeli taşınmazın 14.11.1999 tarihi ve öncesinde muris … ve mirasçıları tarafından kullanılan yerlerden olduğu, özellikle keşfe katılan bilirkişi kurulu raporunda taşınmaz üzerinde 20 yıllık bina bulunduğu, taşınmazla ilgili 14.11.1999 tarihi ve öncesine ait herhangi bir kamuya tahsis işlemi de bulunmadığı göz önünde bulundurularak yazılı şekilde davanın kabulü şeklinde hüküm kurulmasında ve davalı Hazine vekilinin davaya cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında açıkça davanın reddini savunduğundan yasal hasım konumunda bulunmadığı göz önünde bulundurularak yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve re’sen belirlenecek nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, 3303 … Kanun uyarınca kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz üzerinde davacı taraf lehine kullanıcı şerhi verilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3303 … Kanun’un Ek 1 inci maddesi, 3402 … Kadastro Kanunu (3402 … Kanun),

3. Değerlendirme
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararlarındaki gerekçelere, 6100 … Kanun’un 369/1 inci maddesi de gözetilerek yapılan incelemede aynı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden biri de bulunmadığına göre, temyizen incelenen karar usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 … Kanun’un 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA,

Harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.