Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/965 E. 2023/5983 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/965
KARAR NO : 2023/5983
KARAR TARİHİ : 08.11.2023


MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
SAYISI : 2022/32 E., 2022/79 K.


KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen uygulama kadastrosuna itiraz davasında İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Uygulama kadastrosu sırasında, … ili … ilçesi… Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 11 parsel … 7.500,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 143 ada 113 parsel numarasıyla 5.351,40 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.

2. Davacı … dava dilekçesinde; … ili … ilçesi… Mahallesi çalışma alanında bulunan eski 11 parsel … yeni 143 ada 113 parsel … taşınmazının yüzölçümünde 3402 … Kadastro Kanunu’nun (3402 … Kanun) 22/a maddesi uyarınca yapılan çalışmalar sonucunda azalma meydana geldiğini belirterek, taşınmazın yüz ölçümünün önceki gibi düzeltilerek tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı …, duruşmada alanına beyanında;, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.06.2019 tarih ve 2018/38 Esas, 2019/43 Karar … kararıyla; davanın reddine, dava konusu … ili … ilçesi… Mahallesi (eski 11 parsel) yeni 143 ada 113 parsel nolu taşınmazın uygulama tespiti gibi tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.11.2019 tarih ve 2019/1190 Esas 2019/1666 Karar … kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan incelemede, harita mühendisi tarafından yöntemine uygun şekilde tesis kadastrosu ve 3402 … Kanun’ un 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu paftaları ile hava fotoğraflarının çakıştırılması neticesinde, eski 11 yeni 143 ada 113 parsel … taşınmazın yüzölçüm miktarının düşmesinin sebebinin, dava konusu taşınmazın komşu eski 10 nolu parsel ile ortak noktası olan 50 nolu kırık noktasından 45 nolu kırık noktasına bağlanması gerekirken 46 nolu kırık noktasına bağlandığından birleştirme hatası yapıldığı, parselin mevcut sabit sınırlarının eski tarihli hava fotoğrafları ile uyumlu olduğu, böylece 3402 … Kanun’un 22/a maddesi uygulaması ile elde edilen yüzölçümünün yenileme çalışmalarının mevzuata uygun olarak oluşturulduğu ve teknik açıdan hatasının bulunmadığı gerekçeleri ile, istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen 11.11.2019 tarih ve 2019/1190 Esas 2019/1666 Karar … kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Temyiz incelemesi neticesinde, Dairemizin 10.03.2022 tarih ve 2021/4030 Esas 2022/2191 Karar … ilamıyla; “Somut olayda İlk Derece Mahkemecesince, bilirkişi raporu uyarı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağının bulunmadığı, şöyle ki, mahallinde yapılan keşif sonrası alınan 21.05.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda, (eski 11) 143 ada 113 parsel … taşınmazın 10 parsel … taşınmazın ortak noktası olan 50 nolu kırık noktasından 45 nolu kırık noktasına bağlanması gerekirken 46 nolu kırık noktasına bağlandığından birleştirme hatası yapıldığı belirtilmiş ise de, bu durumu destekleyecek kadastro ölçü değerlerinin ve hesap çizelgesinin dosya arasında olmadığı, yine 1953 tarihli hava fotoğrafında da, bu hususun doğrulanmadığının anlaşıldığı, bu hususlar gözönüne alındığında, bilirkişi raporunun Yargıtay denetimine açık olmadığı, tüm bu açıklamalar ışığında, öncelikle, 10 parsel … taşınmazın malikinin davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması, sonrasında, tesis kadastrosu sırasındaki ölçü değerleri krokisi de gözönüne alınarak, dosyanın önceki bilirkişiye tevdi edilerek, 11 parsel … taşınmaz ile 10 parsel … taşınmazın ortak noktası olan 50 nolu kırık noktasının bağlantı noktasında neden hata yapıldığının ölçü krokisi ile birlikte değerlendirilerek, Yargıtay denetimine açık ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmazın tesis kadastrosu ve 3402 … Kanun’ un 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosu paftalarının, ortofoto ve tesis kadastro tarihine en yakın hava fotoğrafları üzerinde çakıştırılması sonucunda, sınırların birbiriyle uyumlu olduğu, 3402 … Kanun’ un 22-a uygulamasından sonra ki sabit sınırların 1953 yılında çekilmiş hava fotoğraflarında mevcut olduğu, ada raporunda belirtildiği gibi tapulama çalışmalarında dava konusu parselin komşu 10 nolu parsel ile ortak noktası olan 50 nolu kırık noktasından 45 nolu kırık noktasına bağlanması gerekirken 46 nolu kırık noktasına bağlandığı ve yüzölçüm farkının bundan kaynaklandığı, 3402 … Kanun’ un 22/a maddesi uyarınca yapılan çalışma sonucu oluşan sınırların düzeltilmiş tersimat ile uyumlu olduğu, böylece 3402 … Kanun7 un 22-a uygulaması ile elde edilen sınırların mevzuata uygun olarak oluşturulduğu ve teknik açıdan hatasının bulunmadığı şeklinde rapor düzenlediği, bilirkişi tarafından sunulan 21.05.2019 havale tarihli bilirkişi raporu ve 22.09.2022 tarihli ek raporun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, Kadastro Müdürlüğünce yapılan sınırlandırmanın 3402 … Kanun’un 22/a maddesine, yönetmelik ve genelge hükümlerine uygun olduğu gerekçeleri ile davanın reddine, dava konusu … ili … ilçesi… Mahallesi (eski 11 parsel) yeni 143 ada 113 parsel nolu taşınmazın uygulama tespiti gibi tesciline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; uygulama kadastrosunda, bilirkişi raporu ve tanık beyanlarından da anlaşıldığına göre, taşınmazın yüzölçümünde azalma meydana geldiğini, vekil edeni olan davacının tapu kayıtlarına dayalı olarak taşınmazı 7500 metrekare olarak satın aldığını, taşınmazın değerinin düşmesi nedeniyle zarara davacının uğradığını belirterek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 … Kanununun 22/A maddesi,

3. Değerlendirme
1. Uygulama kadastrosuna itiraz davalarında husumetin, itiraz edenin taşınmazları aleyhine, yapılan tespit sonucunda yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir. Ancak; uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabilir. Davacıya ait taşınmazların yüzölçümlerinde oluşan eksilmelerin tescil harici taşınmazlardan kaynaklandığının anlaşılması halinde ise, husumetin Hazine ile ilgili Kamu Tüzel Kişilerine yöneltilmesi gerekmektedir.

2. Öte yandan; uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek olup, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir.

3. Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle Mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.

4. İlk Derece Mahkemesince, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosu ile yenileme kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları ve ortofoto haritaları, varsa bu haritalarda değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, yine varsa yenileme kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar, dava konu taşınmazlara ilişkin olarak tesis ve yenileme kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgeler getirtilmelidir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita ya da jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat mühendisi bilirkişi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri teknik bilirkişiye işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar teknik bilirkişi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı,sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, teknik bilirkişiden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak yenileme kadastrosunu denetlemesi istenmeli; teknik bilirkişiden, tesis kadastrosunun hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat, hesap, ölçü hatası veya sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, yenileme kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, yenileme kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “yenileme tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bu raporun eki olacak haritalarda, birincisi hava fotoğrafı üzerinde, ikincisi ise ortofoto (bulunmadığı takdirde uydu fotoğrafı) üzerinde tesis kadastrosu paftası ile yenileme kadastrosu paftası çakıştırılmış bulunmalı, ayrıca her biri yönünden çakıştırmalardan bir tanesinin ada bazında, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve yakın komşularını gösterir şekilde olmalıdır. Teknik bilirkişi haritasında, yenileme kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken, yenileme kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının yenileme kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

5. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyulduğu halde, bozma ilamının gereklerinin yerine getirildiğinden söz edilemez.
Şöyle ki; hükmüne uyulan bozma ilamında, öncelikle 10 parsel … taşınmazın malikinin davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması gereğine değinilmesine rağmen, anılan taşınmaz maliki davaya dahil edilmediği gibi, yine bozma ilamında, 21.05.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda (eski 11) 143 ada 113 parsel … taşınmazın 10 parsel … taşınmazın ortak noktası olan 50 nolu kırık noktasından 45 nolu kırık noktasına bağlanması gerekirken 46 nolu kırık noktasına bağlandığı ve böylelikle birleştirme hatası yapıldığının belirtildiği, ancak bahsi geçen raporun Yargıtay denetimine açık olmadığı açıklanarak, ek rapor alınması gereğine işaret edilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesince bozma ilamı sonrası alınan ek rapor bilirkişi raporunda, soyut olarak, dava konusu taşınmaz ve davalı konumunda olan 10 parsel … taşınmaz arasında bulunan bahse konu kırık noktalarının bağlanmasında birleştirme hatası yapıldığından bahsedilerek, bunun teknolojik yöntemlerden kaynaklandığı açıklanmış, söz konusu birleştirme hatasının hangi sebepten kaynaklandığı da somut bir şekilde ortaya konulmamış ve bozma sonrası dosya arasına alınan pafta örneği ve ölçü krokisi, bilirkişi raporunda yeterince değerlendirmeye alınmamıştır.

6. Hal böyle olunca; İlk Derece Mahkemesince öncelikle, hükmüne uyulan bozma ilamında da açıklandığı üzere, 10 parsel … taşınmazın maliki davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması sağlanmalı; bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile harita mühendisi sıfatına sahip üç kişilik bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın doğal ya da yapay sınırlarının bulunup bulunmadığı, taşınmazın tesis kadastrosundaki sınırlarının neresi olduğu, bu sınırlarda zaman içerisinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, göstermeleri halinde söz konusu sınırlar teknik bilirkişilere harita üzerinde işaretlettirilmeli, harita mühendisi bilirkişi kuruluna yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yaptırılarak, taşınmazların tesis kadastrosu sırasında belirlenen ve kesinleşen sınırlarını ve uygulama kadastrosu sırasında belirlenen sınırlarını bir arada ve farklı renkli kalemlerle gösteren, krokili, denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınmalı, özellikle önceki tarihli rapor ve ek rapor içerikleri de değerlendirilmek suretiyle, sabit nitelikte sınır bulunup bulunmadığı, tesis kadastrosu sırasında sınırlandırma hatası yapılıp yapılmadığı ve sınırlandırma hatasının hangi teknik verilerle açıklandığı, tesis kadastrosu sırasındaki ölçü değerleri de dikkate alınarak, 11 parsel … taşınmaz ile 10 parsel … taşınmazın ortak noktası olan 50 nolu kırık noktasının bağlantı noktasında neden hata yapıldığı hususları, somut verilere dayalı olarak, denetime imkan verecek şekilde ortaya konulmalı ve bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

7. İlk Derece Mahkemesince, bu hususlar gözetilmeksizin, hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 … HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

İstek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.