YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/913
KARAR NO : 2023/2008
KARAR TARİHİ : 03.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi ile ormandan çıkartılan yer olduğu hususunun tapuya şerh verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 17.03.2022 tarihli ve 2021/3922 Esas, 2022/2484 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Dairemiz bozma kararına Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesi üzerine karar davalı tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;
Dairemizin 17.03.2022 tarihli ve 2021/3922 Esas, 2022/2484 Karar sayılı bozma kararında da belirtildiği gibi; çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede ilk orman kadastrosunun 3116 sayılı Orman Kanunu (3116 sayılı Kanun) hükümlerine göre yapılıp 1942 yılında kesinleştiği ve çekişmeli taşınmazların orman sınırları içinde kaldığı, … İdaresinin Muratpaşa Vakfına ait tapu kaydına dayanarak 1942 tahdidine itiraz etmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazları kapsamında kalan yere ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarının yapıldığı, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 19.12.1947 tarihli ve 208 nolu hakem kararı gereğince eski tahdit hattı iptal edilen Devlet ormanının tekrar kadastrosu yapılmak üzere” nitelendirilmesiyle 03.06.1976 tarihli işe başlama tutanağı ile orman kadastrosuna başlanıldığı, bu çalışma kapsamında 1942 yılında yapılan orman tahdidinin tamamen iptal edilmiş olduğu kabul edilerek, önce her iki çekişmeli taşınmazın da orman olarak sınırlandırıldığı, daha sonra 14.07.1976 tarihinde II nolu parsel sahası olarak 1744 sayılı 6831 Sayılı Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 3 Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun’un (1744 sayılı Kanun) 2 nci maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, tahdit ve 2 nci madde uygulamasının 15.07.1976 tarihinde ilan edildiği, bu çalışmaya süresi içinde itiraz edilmesi üzerine komisyonca 09.11.1976 tarihli itirazları inceleme tutanağında belirtildiği üzere “2 nolu parselin 6831 sayılı Kanun’un 1 inci maddesinin istisna fıkraları hükmüne giren yerlerden olduğu tespit edildiğinden, 2 nolu parsel ile içerisinde mevcut itirazlı sahanın 6831 sayılı Kanun’un orman saymadığı yerlerden olarak orman sınırları dışında bırakılmasına ve ekip tarafından yapılan işlemin bu şekilde düzeltilmesine” karar verilmek suretiyle orman sınırları dışında orman sayılmayan yerde bırakıldığı, söz konusu itiraz komisyon tutanağının 09.12.1976 tarihinde ilan edildiği, daha sonra 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarına konu edilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında 1942 yılında yapılan orman tahdidinin, sadece Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı kararla … İdaresinin dayandığı Muratpaşa Vakfına ait tapulu taşınmazlar yönünden iptal edildiği, vakıf tapusu kapsamı dışında kalan orman tahdidinin halen geçerliliğini sürdürdüğü, taşınmazların orman olarak sınırlandırılmasına ilişkin 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun, 7 numaralı orman kadastro komisyonunca yok sayılıp, 1976 yılında yeniden yapılan orman kadastrosunda çekişmeli parsellerin önce orman sınırları içinde kabul edilip 2 nci madde gereği Hazine adına orman sınırı dışında bırakılması, yapılan itirazlar üzerine bu sefer orman sınırları dışında (ziraat alanında) bırakılması işleminin hiçbir yasal dayanağı olmayıp, 1942 yılından beri orman sınırları içinde olan bir taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 2 nci veya 2/B maddesi gereği orman sınırları dışına çıkarılmasının ancak idarece usulüne uygun şekilde yapılacak işlemle mümkün olduğu, idarenin yaptığı bir tasarruf olmadan mahkemelerin orman sınırı içinde kalan bir taşınmazı orman sınırı dışına çıkarmasının mümkün olmadığı, somut olayda her ne kadar 1976 yılında 7 numaralı orman kadastro komisyonu taşınmazları Hazine adına orman sınırı dışına çıkarmışsa da işleme itiraz olması üzerine aynı komisyonun bu işlemi iptal ettiği sonra da taşınmazları orman sınırı dışında bıraktığı, dolayısı ile çekişmeli taşınmazlar bakımından ayakta olan 2 nci madde çalışmasından sözedilemeyeceği, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan bir taşınmazın orman sınırı dışında yani ziraat alanında bırakılmasının ise kanuni bir dayanağının olmadığı, dolayısı ile 7 numaralı komisyon tarafından yapılan hiçbir işleme değer verilemeyeceği ve çekişmeli taşınmazların halen 1942 yılında kesinleşen orman sınırları içinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, çekişmeli taşınmazların hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen taşınmazların 2 nci madde ya da 2/B alanında olduğu yönündeki belirlemenin kesin hüküm olarak değerlendirilmesinin de hukuken mümkün bulunmadığı anlaşıldığından, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,
03.04.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Dosya içeriğine, mevcut delil durumuna, mahkeme ve karşı oy yazımızda belirtilen gerekçelere, dava konusu ve komşu taşınmazlarda 1942 yılında orman tahdidi yapılmış olup, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi sınırları içinde kalmış olmasına, sonrasında 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesine göre orman sınırları dışına çıkarılmış olmasına karşın sorunun, idarenin … ile ilgili orman tahdidinin iptali kararını yanlış değerlendirip, 2/B uygulamasını iptal ederek mükerrer orman tahdit uygulaması yapmasından kaynaklanmasına, taşınmazın davacı veya murisi adına tespit edilmesi ve Hazine tarafından geçmişinin orman ve zilyetlikle kazanılamayacağı iddiası ile dava açılması üzerine, mahkemece taşınmazın, geçmişi orman ve 2/B niteliğinde görülerek Hazine adına tarla niteliği ile tescil edilmesine, bu karar kesinleşmiş olup Hazine yönünden bağlayıcı olmasına ve aynı mahallede benzer ve komşu taşınmazlar için mahkemelerce verilen kabul kararlarının tamamına yakınının Yargıtay (kapatılan) 16 ve 20. Hukuk Daireleri ve Dairemizce (8. Hukuk Dairesince) onanmasından sonra az sayıda kalan dosyada taşınmaz yönünden görüş değiştirilerek bozma yapılmasının hukuki güvenlik, hukuki istikrar ve aynı durumdaki kişiler arasında eşitlik ilkesi ile bağdaşmayacak olmasına göre mahkeme direnme kararı yerinde olduğundan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.