Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2023/686 E. 2023/2660 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/686
KARAR NO : 2023/2660
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ( 8.) Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapunun beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı Hazine vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Antalya ili, … ilçesi, … Mahallesi 28142 ada 42 parsel sayılı taşınmaz 10.678,92 metrekare yüzölçümünde betonarme ev ve bahçesi vasfında, “bir adet ev, bir adet işyeri depo, 80 limon, elma, 26 nar, 2 asma, yenidünya ve hurman’ın …’e aittir” şerhiyle Hazine adına tapuda kayıtıdır.

2.Davacı vekili dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın Hazinenin de taraf olduğu kadastro mahkemesi kararıyla hükmen tescil edildiği ve söz konusu kararda 2/B alanında kaldığının açıkça belirtildiği, bu nedenle kesin hüküm bulunduğuna dayanarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun tespiti ile bu hususun tapuya şerh verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile, Antalya ili … ilçesi … Mahallesi, 28147 ada 42 parsel (Eski … Köyü 1311 parselden oluşan) sayılı taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına Orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun tespiti ile tapuya şerh verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine istinaf dilekçesinde; Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan taşınmazların satışı için belirtilen idari prosedürün gerçekleştirilmesi gerektiğini, bu idari prosedür gerçekleştirilmeden yargı yoluyla satışa yönelik işlem yapılmasının söz konusu olmadığını, kullanım kadastrosu yapmama veya satış yapmama işlemlerinin idari işlem olduğunu, bu idari işlemlerin iptalinin ise idari yargıdan istenebileceğini, yargı yolu yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, tapu kaydına, ormandan Hazine adına çıkma olduğuna dair 2/B şerhi verilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihli ve sayısı belirtilen kararı ile; Antalya Kadastro Mahkemesinin 1995/55 Esas, 1995/258 Karar sayılı dosyasında alınan orman raporunda taşınmazın 1942 yılında yapılan çalışmada tamamının orman içinde, 1976 yılında yapılan 2. çalışmada tamamının orman dışında kaldığı belirtilmiş, Mahkemece alınan raporda yine taşınmazın 1976 yılında orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilmiş, buna göre ilk hükmün temyiz edilmediğinden kesinleştiği taşınmazın tamamının 1942 yılında orman iken 1976 da orman sınırları dışına çıkarıldığı, bu işlemin Kadastro Mahkemelerince orman sınırları dışına çıkarılma olarak kabul edildiği ve taşınmazların Hazine adına tescili ile üzerinde varolan muhdesatlar için gerçek kişiler lehine şerh verildiği, somut olayda da davacı lehine şerh verildiği bu nedenle hukuki yararının bulunduğu, bu nitelikteki taşınmazlar için 2/B şerhi konulması istemiyle açılan davaların mahkemelerce kabulüne karar verildiği ve aynı mahaldeki taşınmazlara ilişkin bu kararların da Yargıtayın inceleme yapan ilgili daireleri tarafından onandığı, bu nedenle Mahkemece, taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 2 nci maddesi gereği orman sınırı dışına çıkarılmasına ilişkin tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesine yönelik kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazinenin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temyiz dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın 2/B ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan alanda bulunmadığını, taraflar arasında görülen taşınmazın hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararının gerekçesinin hükme sirayet etmeyeceğini ve kesin hüküm oluşturmayacağını, yasal hasım olduklarından aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın 2/B ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3116 sayılı Orman Kanunu (3116 sayılı Kanun), 1744 Sayılı 6831 Sayılı Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 3 üncü Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun (1744 sayılı Kanun), 3302 Sayılı 31.8.1956 Tarihli ve 6831 Sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (3302 sayılı Kanun),
6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin B fıkrası,

3. Değerlendirme
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları ve aynı bölgeye ait Dairemizin temyiz incelemesinden geçen diğer dosyalardaki tahdit evraklarından çekişmeli taşınmazın 3116 sayılı Orman Kanunu’nun (3116 sayılı Kanun) hükümlerine göre ilk kez 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde bulunduğu, … İdaresinin … Vakfına ait tapu kaydına dayanarak 1942 tahdidine itiraz etmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarihli ve 208 sayılı iptal kararının sadece vakfın tapulu taşınmazlarına ilişkin olduğu, bu itibarla Vakıf tapusu kapsamı dışında kalan taşınmazlar yönünden tahdidin kesinleştiği ve geçerliliğini sürdürdüğü, 1952 yılında makiye tefrik çalışmalarına konu edildiği, makiye tefrik işleminin bir tespit niteliğinde olup orman sınırları dışına çıkarma işlemi olmadığı, bu hususa 30.04.2010 tarihli ve 2004/1 Esas, 2010/1 Karar sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında “3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına” şeklinde de işaret edildiği, 1976 yılında orman kadastro komisyonunca “Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının 19.12.1947 tarihli ve 208 nolu hakem kararı gereğince eski tahdit hattı iptal edilen devlet ormanının tekrar kadastrosu yapılmak üzere” nitelendirilmesiyle 03.06.1976 tarihli işe başlama tutanağı ile orman kadastrosuna başlanıldığı, bu çalışma kapsamında 1942 yılında yapılan orman tahdidinin tamamen iptal edildiği kabul edildiğinden, önce çekişmeli taşınmazın orman olarak sınırlandırıldığı, daha sonra 14.07.1976 tarihinde II nolu parsel sahası olarak 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Orman Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, tahdit ve 2 nci madde uygulamasının 15.07.1976 tarihinde ilan edildiği, süresi içinde itiraz edilmesi üzerine itirazları inceleme komisyonunca 09.11.1976 tarihli itirazları inceleme tutanağında belirtildiği üzere “2 nolu parselin 6831 sayılı Orman Kanun’un 1 inci maddesinin istisna fıkraları hükmüne giren yerlerden olduğu tespit edildiğinden, 2 nolu parsel ile içerisinde mevcut itirazlı sahanın 6831 sayılı Kanun’un orman saymadığı yerlerden olarak orman sınırları dışında bırakılmasına ve ekip tarafından yapılan işlemin bu şekilde düzeltilmesine” karar verilmek suretiyle orman sınırları dışında orman sayılmayan yerde bırakıldığı, söz konusu komisyon tutanağının 09.12.1976 tarihinde ilan edildiği, daha sonra 1989 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmalarına konu edilmediği, yapılan işlemlerin ilanından sonra ilan tarihlerinde yürürlükte bulunan kanunlardaki hak düşürücü sürelerin de geçmesiyle kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Açıklanan orman kadastro çalışmaları ışığında dava konusu parselin içinde bulunduğu anlaşılan II nolu parselin, itirazları inceleme komisyonunca önceki ekip çalışmasının düzeltilmesine karar verilmiş olması nedeniyle 2 nci madde ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmadığı ve daha sonra 1989 yılında yapılan çalışmalarda 2/B uygulamasına da konu edilmediği anlaşılmakta olup, çekişmeli taşınmazın hükmen tesciline ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilmeyen, ancak gerekçe kısmında yer verilen taşınmazın 2 nci madde ya da 2/B alanında olduğu yönündeki belirlemenin kesin hüküm olarak değerlendirilmesi de hukuken mümkün bulunmamaktadır. Zira, kesin hükmün varlığı için, her iki davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davadaki hüküm fıkrası ile diğer davadaki talep sonucunun aynı olması gerektiği gibi; kesin hükümle bağlılık, kural olarak hüküm fıkrasına münhasırdır ve gerekçeye sirayet etmez.

Hal böyle olunca; dava, tapu kaydının beyanlar hanesine 2/B şerhi verilmesine yönelik olduğuna ve taşınmazın 2 nci madde kapsamında veya 2/B alanında kalmadığı anlaşıldığına göre Mahkemece bu hususlar dikkate alınarak taşınmazın 2/B ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğuna ilişkin şerh verilmesi yönündeki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.